Anlamazlar diyeceklerimi!

Toplanın, koşun; ey ahali, ey şaşkın bakışlar!

Dinleyin bir delinin vaazını

Haydi gelin ve kulak kesilin

Yoksa kibrinizi evde mi unuttunuz?

Dert etmeyin canım şeytanda bolca var ondan!

Bu konuda pek cömerttir kendisi


Şaşkın yüzleriniz!

Bu ne celal efendim

Nedir bu hiddetiniz!

Tüh doğru ya nasıl unuttum

Siz hakaret etmekten hoşlanırsınız

Lütfen istirham ediyorum önce siz ediniz!

Korkmayın ve çekip gitmeyiniz

Benden size laf değmeyecektir

İncitmek de yoktur lügatımda


Anlamak için dinlemek sabrını gösteriniz

Nedendir bu tahammülsüz bakışlarınız?

Niçin nefreti yoldaş edinirsiniz?

Sevgi yol gösterici olarak beklerken hepimizi


Ne o, kızardı yüzleriniz!

Görüyorum da

Pişmanlık var yere eğilmiş gözlerde!

Kırdığınız kalpler mi geldi akıllarınıza?

Hani şu,

Hiçbir günahı yokken üzdüğünüz garipler

Boş verin canım kim ki onlar değil mi?

Olsa olsa iki ah eder, unuturlar

En olmadı beddua deyip geçiniz

“Zaten köpeklerin duası kabul olsaydı 

Gökten kemik yağardı!”

Diyerek pek çok alay ettiniz!

Yine edin, hor görün!

Kaygılanmayın onlar karşılık vermezler size


Siz beni dinleyin ey bilip bilmeden kıranlar

Onların Müntakim (intikam alan)

Adında bir dostları vardır

Şayet o sizi korkudan

Bel kemiklerin kırılacağı bir güne saklarsa 

Vay sizin halinize, eyvah sizin ettiklerinize!

Ha unutmadan kendisinin ölüm diye

Bir silahı varmış, illa ki duymuşsunuzdur!