hadi onlar yokmuşlar gibi yapalım

bi’ kereliğine de olsa,

bi’ geceliğine ya da.

sanki kuşlar ötüyormuş gibi coşalım.

kargalar da bağırsa,

akbaba da çağırsa.

hadi yollar boşmuşçasına koşalım

kornalar da çalınsa,

küfürler de anırsa.

hadi onlar gitmişler gibi bakalım

gözümüze de batsa,

kirpiğimizi de yaksa.

hadi bunlar iblisler gibi yanalım

değsin de yandığımıza,

gayba da kül olmayalım.


hadi gözler görmüşler gibi susalım

sonra bizi üzmüşler diye kızalım

ya da onlar çokmuşlar diye küselim

gerçeklere küsülmez güzelim

nası yani,

size bi’ de kulluk da mı edelim?

rabbin cennetle tavlayamamışken,

sen şansını neyle denersin?

hadi bunlar uçmuşlar gibi kaçalım

dereye de düşsek,

tepeye de varsak.

nefes nefese mi kalalım?

hadi bunlar yokmuşlar gibi alalım

bi’ kereliğine de olsa,

bi’ seneliğine ya da.

değsin be yandığımıza,

yeter ki hür soluyalım,

varsak?


ister hayıflanalım, ister üzülelim,

değsin de canlarımıza, çekerim ben ziyafeti,

ister çekilelim, ister dövüşelim

ama onlar yokmuşlar gibi gülelim.

ister ayıplanalım, ister sevişelim

severim ben zerafeti, senin yerine de gülerim

senin kadar zarif olmaz tabi ama...

ama onlar yokmuşlar gibi güzelim.


işimizi gücümüzü iki dakka bi’ bırakalım,

elimize bi' kağıt, bi' de kalem alalım

çıkaralım;

hala güzel şeyler olabileceğini hatırlatabilecek kadar güzel şeyler listesi.

sen de yazabilirsin bu listede istersen?

böyle söylersem istemezsin tabi.

böyle bir liste de güzel bi’ kadınsız olamazdı ama, yanlış anlama.

köy de yazabilirdim aslında listeye ama işte ben….

ne yaparsın, bilemedim hani.

bence biz hayalleri şehirlerde örgütlemeliyiz zaten,

halen.

allah’ın siktir ettiği yerde kimle sinemaya gitçen?

biz idare edebiliriz bence her birimizi,

bi’ şehirde, mecburen.

sinema çok güzel bi' şey şimdi,

kandırmayalım birbirimizi.


hadi dutlar yutmuşlar gibi susalım

hani bunlar lafmışlar gibi yutalım.

feraseti, nezaketi bi’ kenara bırakalım önce

bülbülünü de gülüne sonra öttürürüz de,

samimi olalım bi’, aldırmayalım birbirimizi.

liyakati, adaleti, medeniyeti

göte geldi şu götü bi’ kurtaralım.

böyle giderse bak götü toplayamayız biz, kusura bakma.

böyle giderle aç gözü korkutamayız biz, yakalasak da.

nası yani,

sizden bi' de korkup da mı gidelim?

rabbin cehennemle beceremememişken,

sen şansını neyle denersin?

o verdiyse irademi,

idarelenle mi ezersin?

size bile bilenemedim ben halen,

canım cehennemde geberememişken,

son şansımı neyle ödersin?

tüm alacakları ödeyebilecek kadar çarpıcı filmler listesi

ben de çekebilirim bu listeye, yeterince izlersem.

bence hepsi sinemalarda görülmeliler halen

perde de mi yok? kestircem!

böyle çekersem izlemezsin tabi.


bence biz hakikatleri yüksek sesle böğürmeliyiz halen

allah’ın destur ettiği evde sen kime ne dinletçen?

hakikatlerden kaçanları yakalatabilecek kadar basit gerçekler listesi

sen de olabilirsin bu listede istersen?

böyle söylersem istemezsin tabi.

kör de yazabilirdim aslında listeye ama işte ben…

ayrımcılık edemedim tabi.

beceremiyorum ben böyle şeyleri.

böyle bi' işte üzer de… kadınsız olmaz ama, salağa yatma.

biz idare edebiliriz bence her birimizi,

yeterince istersen.

bi' şiirde, mecnunen.

görenlerle, görmeyenlerimizi,

özlemlerle gözleyenlerimizi.


bence biz korkuları sokaklarda yitirmeliyiz hala

dizimiz de kanasa,

kaşımız da patlasa.

sıçrıyoruz yoksa baksanıza,

promptırlardan bağırdıklarında.

sıçıyoruz oysa kalksanıza!

yaşlanmaktan ölenleri istifa ettirebilecek kadar büyük kabahatler listesi

sen de edebilirdin bu listede eskiden?

böyle söylersem ettirmezsin tabi.

bence hala hakikatler, yüksek sesle istenmeli.

çünkü bu kez kabahatler, ilk kez bedel ödetmeli.

daha önce ödetmedi.

rızkını veren hüda’ysa kula minnet eyleme bi’?

söylerkenki gibi olmuyo di mi?

şarkı gibi.

böyle istersem söylemezsin tabi.

bence hala şarkılar yüksek sesle söylenmeli

hadi nesimi kulmuşlar gibi satalım

halk ozan da olsa,

şakraban ya da.

zikrine değil, biz fikrine bakalım.

adı yılmaz da olsa, woody allen ya da,

ismine değil biz, filmine bakalım.

böyle izlersen gülmezsin tabi.

sinema çok güzel bi' yer şimdi,

kaldırmayalım birbirimizi.

ya da bunlar çöpmüşler gibi atalım.

ama bi’ dur bakalım?

tabi bunlar itmiş serseri diyelim,

ama yollar bitmiş gel geri gidelim.

asırlardır çiğnenen

sakızları dinleyelim.

önce hala zaruretler, tereddütsüz çiğnenmeli.

bi’ askerin postalı da etmeyiz artık.

biraz tabi zor da karar vermeliyiz artık.

bizden bir er falan olmaz, tövbeliyiz artık.

tabutlar kefenler falan, gömmeyiz biz artık.

biz bu çatışmadan sıyrıldık, öfkeliyiz biz artık!

biz bu kafayı sıyırdık, gömleğiz biz, yıkandık!

yaşlanmadan ölenleri telafi ettirebilecek kadar büyük tazminatlar listesi

ben de ölebilirim o listede fark ettiysen?

böyle gidersem görmezsin tabi.

bence biz savaşları kalemlerle vermeliyiz hala,

yazalım?

saatimiz her gün geri sarılıyor gibi zira,

sayalım?

sayalım saymasına da deli dövüyo beni.

bence biz her cephede kadınlarla savaşmalıyız hala,

aynı tarafta.

haremine selamına dalaşmalıyız hala

aynı sokakta.

bence biz şiirleri delilerle yazmalıyız hala,

yok sayamayız yoksa biz bu günleri,

delillerle,

ispatlarla.

size bile bilinemedim ben zaten.


hadi gel mezarlar yokmuşlar gibi kazalım.

çiçek falan da ekeriz hem,

renk görürüz, boyarız.

rengarenk de,

kapkara ya da.

renk körüyüz biz, bozarız.

neşretsek de,

karalasak ya da.

bence biz çiçekleri bahçelerde büyütmeliyiz hala

saksıda da olsa,

karada ya da.

denk görürüz biz, koklarız.

benzinden de başka,

genzinden ya da,

başka bir zehir geçme pahasına.

böyle tüterse bu gülü koklayamayız biz, çamura yatma.

senin kadar zarif kokmaz tabi ama...

bence biz umutları şiirlerde örgütlemeliyiz hala

şarkılar da olur,

filmler ya da.

biz bu çetrefilli meseleleri hep yüksek perdelerle astık en nihayetinde

bembeyazdı hepsi

kirlenmeden önce.

bence hala itirazlar yüksek perde edilmeli.

bizim bunların hepsini beyazlatmamız lazım,

saçlardan önce.

haybeye de küf kokmayalım şimdi.

zor tabi ama gerçekleri dayatmamız lazım bence

onlardan önce.

tabiri caizse dayanmamız lazım

düşeyazdı, gençti,

kırılmadan önce,

şeffaftı tüm penceleri.


hadi rüzgar esmiyormuş gibi açalım

penceresi kırılsa,

pervazı da kopsa

saçımızı savuranı tenimizde bi’ duyalım.

bi’ nefes de olsa,

bi’ poyraz ya da…

bi’ rüzgarla savrulup göğsümüzden taşalım

bi' arşa da varsa,

bi' aşka da batsa…

hadi bunlar görmüyormuş gibi bakalım.

bi' arşa da,

varsa?

bi' aşka da…

tabi bunlar ölmüyormuş gibi,

bakalım...