Ne hayrı zikri ne de hatırı kaldı bir şeyin

var olmak diyerek her şeyin bir şey olmak için paralandı

kustun bazı vakitlerin üzerine, bazı vakitler sebepsiz gözyaşı

alnına dek düşen saçların iç çekmelerle eskimiş artık

seneler geçmiş, varlığın hâlâ yarım yamalak biraz

ne zordu, oysa kolay bildiğin onca şeyi anlaması

artık kavradın adımların ve soluğun hiçbir halta yaramaz


kim ne derse desin… Bulantısı kalmamış

ilginç bir yalnızlık seriliyor göğsüne

aklın çağında kasvet bürüyor gönderleri

kimin yumrukları bu, kimin kavgası seni öldüren

ne saçma bütün sürgünler affedilmeyi arıyor gözlerinde


var olmak hâlâ dilinde naçar bir yakarıştır

isyan diyordu harplere harf taşıyan ellerin

kadim buhranın, aklından kalbine bin karıştır

kanlı ağıtlar tükürüldü, akıbeti nedir gidenlerin


umurunu yoklamaz, bitmiştir nefesindeki ümidin yolculuğu

yalandan ve saçmalıktan müteşekkil...

gerçeğe nedir aykırı

toprağa verildi, hep süngüler içinde bitirdin bütün bir yolu

gözyaşına sebep oldu düşüncenin yanakları


aklın nasibi yokmuş,

akıl, kepenkler indiren bir humma

huzursuz gece serseriliğine uzanırsın

tahsilden nihayet kuvvet bulur belki bu yanılgı

ilkel ellerle sarılır geniş bir tarihin ağrısı