Bir gün için unutmadığım her şeyi her gün hatırladım

Hâlâ gittiğin günden beri bir yanım yarım.

İşte ben bıraktığın kadar varım

Ve bıraktığın kadar yanın, bıraktığın kadar ağrım.


Özlemini düşünmekten saçlarım ağarır.

Bu bir cemrenin bahar özleminin buharı.

Sen bir közsün ben ise o közün harı.

Üstüne üstlük bir de hayatım dağılır.


Çatırdıyor umutlarım, dayanamam şiddetine.

Hâlâ seni hatırlıyorsam da yaşantımız hürmetine.

Bir deprem oldu, yıkıldı hayallerim üstüme.

Ne kadar yazsam da boşa, sığar mı bir metine.


Saç tellerin yaz başakları gibi.

Bakışların kainatı sarmalar gibi.

Aşkım, hasretim, sevdam senin dengin.

Sen göğüs hırıltım, sesimin rengi.


Benden uzaklaştıkça içime yakındın.

Seni hep çok sevdim, neyden yakındın?

Sen Piraye olup gittin, ben Nazım gibi kaldım.

Gözüm yollarda, boğazım düğümlü kaldı.


Hasret içimi parçalarcasına vurur,

Hatıralarım, ağrayan yanımı bulur,

Her sabah içime bir umut daha doğurur,

Söyle, artık bana kör olduğun doğru mu?


Güldüğü zaman yıldızlar dökülür,

gülmediği an telaş,

Saniye saniye eririm içinde yavaş yavaş,

Avuçlarına denizler dolmuş, adımlarına bahar.

Aşk böylesine tayyar ve böylesine barbar.


Ne kadar da zormuş yaşam senden sonra.

Görmeseydim seni, tanışmasak mesela.

Öldürür müyüm içimde, gelir miyim vefatına,

Keşke seni yıldızlar ile eklemeseydim lugatıma.


Bugün ertesi günü yokluğunun.

Çok zaman geçti, yıllar aldı bolluğunu.

Görmeseydim o çiçeğin solduğunu.

Ben de elbet bulurdum gönlünün yolunu.


Eskiye nazaran iyim, alıştım.

Hâlâ izin var çünkü içime bulaştın.

Ben bu aşkın cana gelen enkazıyım.

Hayalden başka bir şey değilsin, buna da razıyım.