şimdi fısıldar kar taneleri tellal-i eceller
ben ki bağıra bağıra söylerim hasret-i türküler
karşıma gelir, bir ben adım atarım bir İstanbul
benim ayağım asfalt olur, feryat eder vapurlar
rüzgârı severdin, ta ki soğuğu çarpınca
burnun kıpkırmızı olur, akardı hapşırınca
yârın bilemez, gözlerin açamazsın bazen
sen hiç üşüme, ben bakarım seçtiğin kadınlara
şimdi akıyor bulutlar, rüzgârlar küser mavilerden
ben yine vapurlarlayım, bahsediyorlar senden
ettikleri çığlıkları kulaklarına bir tını gibi mi gelir?
söyle sevgilim, ben senin hapşırığını da mı özleyecektim?