Yol verin kurak çöller, heybetli sıra dağlar

Hasrettir beni hesapsız uzak yollara düşüren

Bilseler sırrıma en yırtıcı kuşlar bile ağlar

Bir sırdır sureti, kalbimi usul usul titreten.


Kol kanat gersem, korusam binbir tuzaktan

Ne kadar masum, ne kadar vakur, ne kadar lekesiz

Papatyalar arasında süzülürken seyretsem uzaktan

Benim hayal ettiğimden de güzeldir şüphesiz


Yüreğimi yakan bu kor ateş söner mi?

değse gözlerime eğer gülümseyen gözleri

Yaslasa omzuma başını, sırtlasam dertlerini

Gelir mi benimle uzaklara eğer uzatsam ellerimi?


Kalbimin sızısının ilacı, onun eşsiz merhameti

Gözümü kamaştırır ışığı, benzersiz asaleti

Beni Mecnun eder, tadına doyumsuz muhabbeti

Güneşten tesirli ateşi, yakar kavurur içimi


Çiçekleri açtırır, ırmakları coşturur

Bir tatlı dili, bir de tebessüm edişi

Âleme huzur verir, atları dört nala koşturur

Yüreğime sular serper o mahzun, hüzünlü sesi


Kelimeler yetersiz, cümleler yarım yamalak

Heceler enkaz oldu, mısralar yusyuvarlak

Yazmak değil bu, sayfalara hasret damlatmak

Şiirin ne haddine, onun güzelliğini anlatmak!