kimisi yoldan yanından geçen bir sessizliktir,

sense kakapo kuşlarının olduğu ormandaki kadın

hep kendine çıkan bir yokuştun bir şehrin ortasındaki düzlükte.

Ve o gördü seni o ormandaki kuşun gözlerinde, tutunuyordu kendisine.

Birisinin ömründeki nâdejdesindir, bilinmezin yüzünde, bilinenin içinde

yokluğunu varlığına bağlayıp koşup duran da sen değil misin?

Ruhu kan kaybederken, neticesiz sebeplerin elinde ganimetler paylaşıldı

en değerlisi sen değil miydin o sandığın?

Kasaba meydanında uçurtma için birbirini döven korsanları ayıran sakinliğin

denizleri taşıran kovboy atlarına güvertesini nasıl verdi bu savaşta?

Doğrular, yanlışlar, hatalar, tutkular, cep tarakları ve çekirdeksiz üzümlere bağlılık.

Hangisi seni öpmüştür o sokakta, hangisi rüyalarına girmiştir, hangisi ihanet etmiştir?

Yalnızca bir isimdir şimdi o, telefon rehberinde üzeri çizilmiş.

Katil ve kurban arasındaki o son bakış telaşında hangi tarafı tutmuştun?

Küçük bir velede verdim kalbimi oynasın dursun onunla, suda sektirdim

aldın çocuğun elinden, çıkardın sudan… sardın sarmaladın iyileştirdin.

Senin kapını çalmışım, kendi kapımı çalmak zorunda kalmışken.

Ansızın kış ormanlarını yakan bir hüzün gibi çöküyorsun şimdi geceye.

 

Isınan sular gibi gülen yüzün, ormandaki canavardan korkan kıza umut veren

bir sonbahar türküsüdür şimdi.