Bugün liseden bir arkadaşımla oturduk. Oturdukça konuştuk. Konuştukça zamanın ne aldanmaca olduğunu anladık. O gençlik heyecanlarımız, gelecek endişemiz, korkularımız nasıl rüzgâr olup uçuvermiş? Sözde ilk aşkımızla evlenecektik birbirimize hayallerimizi anlatırdık inanarak kırılmadan. Bu zamanlarda ikimizin de birer çocuğu olacaktı mesela. Hep mutlu olacaktık falanlar.

Ne güzel hayaller kurmuşuz. Ne yalan hayaller kurmuşuz.

Ne güzel aldanmışız biz canım arkadaşımla. Geriye dönüp tekrar tekrar baktık. Biz neler neler atlatmışız. Ne çok ağlamış ne çok gülmüşüz. İçimizde o umut hiç sönmemiş ama.

Yine sönmesin. Biz hep o umudu taşıyalım bir yerlerde. Yoksa yaşamak zulüm değil mi?