Bu soruya cevap vermeye çalışmamız gerekiyor. Bu soruyla uğraştıkça göreceğiz ki geriye kalan tüm sorular aslında bu sorunun türevidir. Can sıkıntısı, hemen her şeyden hevesin kaçması, yalnızlık, güçsüz hissetmek, ölüm korkusu gibi olumsuzluklar anlam denen alanın boş olmasından kaynaklanır. Anlam, bizim kalbimiz gibidir. Kalbimiz nasıl tüm süreçlerin devam etmesini sağlayan işlemlerin arkasındaysa, durmadan çalışıyorsa, hayatımızın anlamı da öyledir; sabah uyanmamız, gece uyumamız ve tüm yaşananlar arkasında olur ve onları hayatta tutar. Hayatın anlamı en başta zigot gibidir. Sürecini tamamlayıp bir bebeğin dünyaya gelmesi gibi yepyeni bir gerçeklik gözlerimizin önünde açılır. Sonra bu anlam kalp gibidir; can verir, hayatı yaşanılır kılar.