Sonsuz başlangıçların diyarından geldiğimiz bu âleme şöyle bir bakıp gidemiyoruz. Bazen ne kadar seyirci kaldığımızı hissetsek de yaşıyoruz. Seyrederken de hoyratça, dökülerek, sezerek, gülerek, umarak…

Atomlarımızdaki çekirdeklerin elektronlarının bile bir görevi varken nasıl da bir işe yaramadığımızı düşünürüz? Varoluşumuzun asi ruhunda aradığımız ne, biz neyi istiyoruz?

Cevabım hepimizin bildiği ve en büyük tutkumuz olan.

”Olmayanı!”

Evet, biz bizde olmayanı istiyoruz çünkü sonsuzluğa âşık hücrelerimiz, zihnimiz, duygumuz, hayalimiz, bedenimiz, hazzımız...

Olmayana olan şey, merakla terbiye edilmiş hasret soslu ve iştah kabartan ağızlardan sular akıtan şiddetli bir arzu! İnsanın o bilme ihtiyacına merhem olacak olan aşk; yaşama, tatma, bilme, hissetme aşkı. Olmayana olan aşkımız!

Bir çemberdeyiz, cevaplı ve belki henüz cevapsız sorularla çevrili ve hayat çemberimizin çapımıza oranı he“pi”mizi ilgilendiriyor.


25.11.2018