Çevre kalabalıklaştıkça insanlar üzerini çiğneyerek eskitirler sanki yolları. Onlara karşı gelen bir düşman gibi. Ne garip öyle değil mi?

Var olduğumuzdan beri yollar, bizlere hep aşılması gereken bir engel olmuştur. Aslında bizleri hak ettiğimiz yerlere çıkartırken…

Hedeflerin küçükse mutluluk da o kadar küçüktür ama doyurucu olur. Hedefin büyüdükçe gideceğin yol da uzar ve ilerlerken aldığın hazzı başka hiçbir şeyden alamazsın. Ona ulaştıktan sonra ondan az daha küçük olan hiçbir şey doyurmaz. Zaten hedefler de büyür ve sonu gelmez bir uçuruma dönüşüverir. Ama bir şeyle karşılaşılır ve o şey belki de bir engeldir hazzın önünde.

İşte o zaman, o uçurumdan atlayıp ne pahasına olursa olsun, ona ulaşmaya çalışmak ya da tepede hiçbir şeyden zevk almadan ölümü beklemek...