Başıma bir şey gelmeyecekse berbat bir dönemden geçerken muhteşem hissetmenin nasıl bir şey olduğundan bahsetmek istiyorum. Veya zerre uslanmamış bir iç sesi ehlileştirmenin ve onunla zamanın ruhu karşısında telef olmadan yirmi dört yılda tutunabilmiş olmanın, her neyse.

“Mutluluk makineleri”ne dönüştürülmüş kaba saba kalabalığa ya da ona ait şeylere uyumlanabileceğimi zannettiğim zamanlarım olmuştu ancak neyse ki bu yanılgı o kadar da uzun sürmedi. Çünkü zihin haritamda her bir odacığını kendi kendime kurduğum kıvrımlar sayesinde dışarının mevcut gaddarlığı ve doğru olmak dışında herhangi bir değer taşımaması gerektiğine dair olan ısrarcı hırsı karşısında geliştirdiğim bağışıklık, bir bodrum katı dairesinden veya yaşlı bir ceviz ağacının gölgesinden seyrine dalmayı sevdiğim akışı nasıl kesebileceğimi gösterdi bana. Dahi istediğimde zaaflarını ve “güç” olarak addettikleri fakat irrasyonel güdülerinin yumuşak karnından başka bir şey olmadığını bal gibi bildiğim taraflarını bir bebek dokunun çıkan dişlerini bilediği gibi bilemelerine müsaade etmemeyi de öğrendim. “Rıza mühendisliğinin” hakimiyetinde çarçur edilen öz benliklerinin başkalarındaki kendileri uğruna kendilerindeki kendilerini üzmeye değmeyeceğini öğrendiklerinde kendileri kendilerinden geçmiş olacak. Yirmi dört insan yılı yaşamımda böyle güzel zaman görmemiştim, burayı usluca oku, mutlu olmak/mutlu kalmak veya sahip olmaya programlanmış bir makine olmak zorunda değilsin. Eğer ki sen de kaba saba kalabalığın zannettiğigibi artık hiç de birbirinden farkı olmayanonlarca günün sonunda sadece kapı dışına çıkamadığın için olduğun yeri hapishaneden farksız bir cehennem hayatı olarak görüyorsan kafana sıkışmışlığının...

Tek ilacının yine kafanın içine dönmekten başka bir şey olmadığını kabul etmen gerekiyor. Ya da gerekmiyor. Yalnızca bu hissettiğim fevkalade iyiliği ve güzel duygu birikimini parmak uçlarımdan gözlerine akan bir frekansla bulaştırmak istemiştim, şayet dayanıp buraya kadar okuyabildiysen şimdi olduğun yerden yavaşça kalk ve aynaya giderek çıkarmayı unuttuğun maskeyle vedalaşarak altında kalanları hatırla. ''Sonrası iyilik güzellik.''

Sevgiyle kalın, ki değil bu bir veda cümlesi!