Yorgun, yabancı ve yalancı hissediyorum. Yorgunluğum bâki türden, içimdeki köşkün en sadık hizmetlisi. Yabancılığım aitliğe kilometrelerce uzakta bir yerde, en çok bana yakın. Yalancılığımsa tam bir kötü gün dostu. Umutlarım mı tükendi, mutluluk elimi mi bıraktı o tüm bunlara "Hayır!" cevabını veriyor. Nerede içim kasvetli bir havaya bürünse, hemen göğüme yalandan bir güneş koyuyor hem de çoğu zaman kandığım, başkalarını da kandırdığım. Ben şimdi iyi mi ediyorum kötü mü inanmakla?

-muş gibi yapmak bir zaman sonra gerçeğe döner mi, yoksa bizi gerçeğe giden yoldan mı döndürür? Bence bir zaman sonra bardak taşar, hatta öyle bir taşar ki dökülenin önüne geçemezsin, taşdıkça taşar. O yoldan gitsem ne olacak sanki, bardaktan taşanın bir kısmını temizleyeceğim, belki taşmasın diye önlemler alacağım. Peki, ne fayda? Bardak zaten dolu değil mi hala? Dökmek bir seçenek olarak belirebilir aklınızda ama bilen bilir, bazı bardakların içi öyle derindir ki boşaltmaya kalkışmak güç ister, zaman ister...