Ari Aster tarafından yazılan ve yönetilen bir filmle karşınızdayım bugün: Hereditary (Ayin), 2018 yapımı Amerikan Psikolojik Korku kategorisinde bir film.

İlk olarak 21 Ocak 2018'de Sundance Film Festivali'nin Gece Yarısı bölümünde gösterildi. Ardından 8 Haziran 2018'de Amerika Birleşik Devletleri'nde gösterime girdi.

Film, 10 milyon dolarlık hasılatı ile A24'ün dünya çapında en çok hasılat yapan filmi oldu.


Şimdi..

Gelelim konumuza ve yorumlarımıza.

Büyükanne Joan'ın vefat etmesi ile başlangıç yapıyoruz.

Hane halkının bu ölüme fazla da üzülmemesi aslında genel kopukluğu bize bir çıt veriyor. Bu ölümün üzerine evin küçük asosyal ve psikoloji olarak çok da sağlam bulmadığım (Bunu bir sahnede çok çok iyi anlayacaksınız.) küçük kızı Charlie'nin sanrılar görmeye başladığını görüyoruz. Bunlar birbirini takip ederken ailenin bir sırra gömüldüğünü ve atalarından gelen bu sırrın peşinde nasıl sürüklendiklerini izleyeceğiz

Çok benlik değildi, psikolojik korku filmlerini Sinister'dan sonra bıraktım açıkçası. Ama şöyle söyleyeyim, sonradan durup düşününce "izlediğim iyi oldu" dediğim filmlerden biri oldu. Tabii eksi yönleri de var. Filmin konusu çok yarım kalmış, anneanne bu işe nasıl bulaştı, bu nasıl bu kadar yayıldı, neden bu şekilde devam etti, bu insanlar neye göre seçildi vs. birçok sorunun cevabı yok filmde. Fazla detaya inmemiş ve konu olarak da karakter olarak da iki boyutlu kalınmış.



Buradan sonrası Spoiler!


Tabii bununla birlikte film bizi "ben geriliyorum ya!" çıkışıyla iki hop hoplatıyor. Charlie şöyle dursun, evin annesi Annie'ye gelelim biraz.

Annie, ruh sağlığı olarak hiç sağlam olmayan bir ailenin genlerini taşıyor, gittiği terapi seansında kimden bahsettiyse muhakkak çözülmemiş bir psikolojik problemi var ki kendisinde de olduğunu düşünüyoruz biz bu gidişatla.

Geri dönelim şimdi, evet, o küçük kıza.

Fındığa alerjisi olan kızımızı annesi bir sinirle abisiyle partiye yolluyor ve evet orada bir fındık macerası sonucu bambaşka bir şekilde dan diye Charlie'yi kaybediyoruz.

Sahnenin bu kadar keskin olması beni çok germişti, ben bu denli keskin sahnelerin insanı değilim. Baya böyle beynimden su dökülmüşe döndüm o an.

Neyse...

Charlie'nin kaybından sonra Peter'a odaklanıyoruz. Peter ailenin büyük çocuğu, annesiyle ilgili en büyük travmaları yaşayan ve daha da yaşamaya devam edecek olan çocuğumuz da ta kendisi.

Zamanında annesinin uyurgezerliğinden nasibini almış olduğu için annesiyle mesafeli, daha çok babaya dönük bir çocuk.

Baba karakteri filmin sonuna kadar etkisiz eleman bu arada. Sadece yemek yiyor, arada sinirleniyor ve hayatına devam ediyor.

Annie, terapi seansından sonra bir kadınla tanışıyor ve hikayemiz burada daha da hareketleniyor. Fazlasını söylemeyeceğim; ritüeller, ayinler ve atalardan gelen sır birleşince ortaya 2 saati geçkin bu film çıkmış.


Ne diyeyim, izleyin, gelin konuşalım, iyi seyirler.