Ancak iki şey arasında köprü olabilirim

Köprüyü tutan ayaklar olmak yerine.

Ancak köy dönüşü huzursuzluk, kapana kısılmışlık olabilirim.

Daha fazlası yorar kemiklerimi.

Ağız dolusu bir hayır demeyi öğrenmek yıllar alıyor

Diline geliyor ve gidiyor, geliyor gidiyor.

Koynunda yılan besleyenler, avcuna konan uğur böceğinden medet umuyor.

Kül süpürüyorum ben de, bakla fallarından sonra

Kulağının arkasından kırmızı bir karanfil sarkan kadın herkese çok güzelsin diyor

Beş vakte kadar güzelsin diyor.

On vakte kadar göz kapakların düşecek

On beş vakte kadar kaz ayakların gülecek

Yirmi vakte kadar bıyıklı bir teyze olacaksın.

Hayat komik mi ne!

Herkes biliyor filmin sonunu ama

Kimse takmıyor.

Ancak susarsam anlıyorlar en çok beni

Ancak karşılık vermezsem saçmalıklarına, o zaman karşılıksız seviyorlar.

"Evet "çılgın bir kelime,

Acaba sordular mı doğmadan önce ve biz evet diyerek kabul mü ettik gelmeyi.

Acaba gözlerimiz niye bu kadar çukurlu?

Çıldırmış olduğumuz o anı mı saklıyoruz inen perdenin arkasında?

Yavaşça bırak diyor çingene kadın eteğindekileri

Anneyi bebeğe, kalemi kağıda, denizi gökyüzüne, Asya'yı Avrupa'ya, kokuyu güle

kapıdaki dili zile, şişenin kapağını bileğine,

sanatı yaşama bağlayansın sen.

Göbek bağısın sen,

Seni bir okul bahçesine gömmüşler, diyor.

Sen bağsın, sen çiçeğin güneşe dönüşüsün, sen larvanın kurbağaya geçişisin, sen siyahla beyaz arasındaki aķıllının içindeki delisin.

Bulutun yükünü indirişisin,

Küçümseme kendini,

Kendinle kendinin arasındaki de yine sensin.

Kadın koca kalçalarını sallayarak yürüyüp gidiyor,

Birden kalça ve yol arasında bacak oldum sanıyorum.

Ferdi ve Orhan baba arasında bir yerlerdeyim şimdi.

Köy kokusuna ihtiyacım var, ağaçların kanatlarına

Kapanla köy arasında bir yol olmak istiyorum diyorum, sıkıştığım yerden .

Kadına bağırıyorum arkasından

Bak bakalım ben dünyayı nereye bağlıyorum?

Küle mi?