Arşı aşıran mahpus sarmaşıkları

Nallarını çakmış oportünist atlıları

Yüzyıl fevkalade döndü yüzünü

Demir kapı rest çekildi

Sert vedası yankılandı titrek ağrılı

Elime yüzüme yapışıyor duvarlar

Yalnız pencereler başka

Denizliklerine diziliyor on parmak

Nefeslerimde işlenen nazlı duvak

Parmak uçlarımda eriyor

Tanıdık çehrelerde mayalanıyor hasret

Gidecek diyorlar bir gün

Gidenin yakasından düşer gelen

Gözlerini devleştirip bekliyor adam

İstasyonda volta atıyor hüküm giymiş kadın

Kokusu sinmiş gelen, saydam bir tren

Mum ışığına sığınıyor karalar anlık

Bir püf noktasında çözülen maskeler

Yaldızlı geyiğin boynuzlarında uzaklaşıyor

Unutma!

Dünyanın karnında büyüyor zaman

Ve hep dünyanın karnında büyüyor