Bugün de hiçbir şey yapmadım. Hiçbir şey yapmamayı kendime görev edindim. Önümüzdeki aylar da hiçbir şey yapmamaya çalışacağım. "Oh ne güzel, hiçbir şey yapmıyorsun!" dediğinizi duyar gibiyim. Zor. Çok zor. Hiçbir şey yapmamaya çalışmak gerçekten çok zor. Hemen alışamıyor insan hiçbir şey yapmamaya. Hiçbir şey yapmamak zahmet istiyor. Yorucu olabiliyor. Ama bu yorgunluk sonunda sizi hiçbir şey yapmamaya itiyor. Hiçbir şey yapmamak istiyorsanız önce neler yapmanız gerektiğini çıkartmanız lazım. E hiçbir şey yapmayacaktık hani, diyeceksiniz. Haklısınız. Garip bir paradoksa sürükleniyor insan.

Çevrenizdeki insanlardan büyük baskılar gelecek. Onları kaldırmanız gerek. E bu da sonuçta hiçbir şey yapmamanın kalıpları dışına çıkıyor. Yani siz, ben bugün hiçbir şey yapmayacağım, derseniz bir sürü şey yapmanız gerekiyor. Bu da sizin o gün hiçbir şey yapmamanızı engelliyor. Şimdi size nasıl hiçbir şey yapmadığımı anlatacağım.


Sabah uyandım. Kesinlikle kendi biyolojik saatinize göre uyanmanız lazım. Telefonunuzun alarmı çalar ya da biri sizi arar, kalkarsanız hiçbir şey yapmamış olmazsınız değil mi? Yavaş yavaş siz de çözmeye başladınız hiçbir şey yapmamayı. Uyandıktan sonra yatakta dümdüz duvara baktım. Hiçbir şey yapmayacağım dediğim için o duvara bakıp anlam çıkartmadım. Hiçbir şey düşünmedim. Sonra kendi irademle yataktan kalktım. Salona gittim. Oturdum. Televizyonu açacaktım. Kumanda yere düştü ve içinden pilleri düştü. Hiçbir şey yapmadığım için eğilip pilleri aramadım. Koltuğun arkasında kimsenin ulaşamadığı yere gitmişti.

Telefonumu açtım. Baktım baktım baktım. Sonra onu da kapattım. Balkona çıktım. Dışarı baktım. Dışarıdan sadece kuş sesi geliyordu. Kuş seslerini dinledim. Durdum. Karnımdan aç olduğumu işaret eden sesler gelmeye başladı. O seslere kulak asmadım tabii ki. Ve yemek yemedim. Durdum. Arkadaşım aradı. Açmadım. Ama meşgule de atmadım. O zaman onu meşgule attığım için bir şey yapmış olurdum. Çaldı çaldı kapandı. Sonra bana mesaj attı. Okumadım. Hiçbir şey yapmamak zordur demiştim. Yanıp sönen bildirime bakmamak insanı zorluyor. Ama bakmadım. Sonra bilgisayar başına geçtim.

Al işte, bu yazıyı yazdım. Kendimden özür dilerim.