Hikaye anlatıcılığı sanatında, konuşma tarzları “dil seviyeleri” olarak adlandırılmıştır. Yeni tanıştığınız birine “siz” diye hitap edersiniz, daha samimileşince “sen” diye hitap edersiniz. Konuşma tarzından kasıt budur esasında. Bu kadar basit bir örnekle açıklayabiliriz. Aslında günlük hayatımızda sürekli karşılaştığımız bu durum, hikaye anlatıcıları için karşı tarafta özel tepkiler uyandırmak için kullanılır. Bu nedenle, hikaye anlatma sanatı kapsamında dil seviyeleri beş ana başlıkta toplanmıştır. Bunlar; törensel, saraylı, nötr, sosyal ve jargon’dur.


Törensel: En resmi ve yüksek dil seviyesidir. Bu seviyede anlık ya da yüzeysel söylenmiş kelimeler yoktur. Genellikle resmi törenler, resmi liderler, yüksek statüdeki insanların, devletlerin düzenlediği merasimler veya dini ritüellerde kullanılır. Söylenen her sözcük önemlidir. Kelimeler duygusuzdur, törensel dil kullanılırkenki atmosfer genellikle ciddi, vakur, sessiz ve katıdır. Cümleler mesafelidir. Örnek vermek gerekirse bir kilisedeki papazın dini töreni İncil’in cümleleriyle başlatmasını söyleyebiliriz. Yüksek statü ve güç sahibi kişilerin ve olayların dışında, dini törenlerde de törensel dil kullanılır.


Saraylı: Saraylı dil, nazik ve zarif bir dildir. Kökeni, adından da anlaşılacağı üzere saraylardaki leydi ve lortlara dayanır. Saygılıdır, eski moda denilebilir. Saraylı dil şiirseldir, kurulan cümleler genellikle romantiktir. Genellikle saraylı dile akıcı ve ince jestler eşlik eder. Soyluluğun ve eğitilmişliğin dilidir. Törensel dile oranla biraz daha içten ve daha az katıdır. Seviyeli duygusallık vardır.


Nötr: Hepimizin her gün yaptığı gündelik konuşmadır. Nötr dile örnek vermek gerekirse telefon konuşmalarımızı söyleyebiliriz. Az duygu içerir fakat saraylı dil ile kıyaslandığı zaman daha serbesttir. Bu bizim kendimizi en samimi ve rahat hissettiğimiz dildir. Çoğu hikaye anlatıcısı da bu dili kullanır, doğal dildir. Bir bakıma anlatıcının (narrator) sesi diyebiliriz.


Sosyal: Arkadaş çevremizle, ailemizle, iyi tanıdığımız ve samimi olduğumuz insanlarla kurduğumuz iletişimde kullandığımız dildir. Telaşsız, yakın ve gündeliktir. Bu dilin biçimi ve grameri bazen bozuktur, aynı zamanda en çok duygu içeren dildir. Argo ve rahattır. Örnek olarak “Hadi bi’ çay koy da içelim (içek).” cümlesini verebiliriz.


Jargon: Jargon dili, belirli bir grup, topluluk içindeki iletişimi temsil eder. Ortak bir anlayışa dayalıdır. Mesela grup içi şakalar, kısaltmalar, sadece o bireyler arası anlaşılabilecek konuşmalar buna örnektir. Hızlı ve yerel bir dil türüdür. Dalga geçen, kutsalı sarsan bir yapısı vardır. Çok renkli ve yaratıcıdır. En çok yeni kelimenin yaratıldığı dil seviyesi jargondur, özellikle iş yeri ve ofislerde. Biçimsellik ve mesafe yok denilebilir; jestler, mimikler ve vücut dili ile çok şey anlatılır. Mesela ordudaki askerlerin “TVS 13.00” dendiğinde “Tahmini varış süresi saat 1” olarak anlaması buna örnektir. Kendileri arasında bir dildir. Aynı zamanda, ortak bir ders alan öğrencilerin ders hakkındaki yorumları da jargon diline girer. Çünkü o derse girmeyen öğrenciler, derse girenlerin ne hakkında konuştuğunu anlamaz.



Kaynakça: Hikaye Anlatma Sanatı, Ashley Ramsden&Sue Hollingsworth.



Yazar: Nazlı Doğa Yula