HİKAYE SENİN

Senin şehrinde geziyorum bugün,

yolların dar, sokakların boş, pencereler kapalı çiçekler solmuş, biraz dinlenmek için oturuyorum bir kaldırım taşının üstüne.     

Beli bükülmüş bir karınca görüyorum onun da şehrini terk etmişler, belli. 

Ben kalkıp oralardan şehrine geliyorum senin,

sen yoksun. 

Kapıyı açan biri yok, gülümseyen bir kedi bile yok ortalıkta. 

Akşamı bekliyoruz karınca ile,

sokak lambalarınız yanmıyor,

yollar hala boş

pencerenin önüne kimse çıkmadı 

Bekliyoruz karıncayla, babam görünüyor ileriden suratı asık terk edilmiş şehrinden yana,

oturuyoruz hep birlikte, sen hala yoksun

şehrin hala yapayalnız

elinden tutuyorum karıncanın ve babamın

karınca gelmek istemiyor, babamsa farkında değil terk edildiğinin.

şehirden gitme vakti geliyor.

pencereden el sallıyor yaşlı bir kadın.