Farelerle ilgili bir yazı yazmaya karar verdiğimde küçük çaplı bir araştırma yaptım. Karşıma çıkan en tuhaf haberlerden birisi de 2017 yılında New York’ta çıkan fare krizi oldu. Şehirdeki insan nüfusunun tam iki katı fare, şehri basmış. Belediye yönetimi de sırf farelerden kurtulabilmek için halkla beraber seferber olmuş. Çok büyük bir miktarı gözden çıkaran New York, sonunda amaçlarına ulaşmış. Kiminin tiksindiği, kiminin evinde beslediği ve kiminin de taptığı, sanırım çok yönlü tek hayvan fare. Tabii bilim dünyası için de vazgeçilmez bir denek olduğunu atlamayayım.


Benim farelerle bir problemim yok. En azından gözümle görmediğim sürece yok. Fareyle ilgili en eski hatırladığım anım ise teyzemin eve fare kapanı yerleştirmesi ve benim o kapanın içinden peynirleri çıkarıp yememdir. Bunu hem peynir hem de Jerry sevdamdan dolayı yaptığımı hatırlıyorum. Çünkü bana göre o zamanlar her fare birer Jerry’di ve bu yüzden farelerin yakalanıp ölmesini hiç istemiyordum.


Neyse, gelelim asıl konumuza, beni en çok şaşırtan ve içine bir girdap gibi alan, günlerce izlemediğim video kalmayan Hindistan’daki kutsal fareler... İlk izlediğimde şaşırmaktan ne olduğunu anlayamamıştım. İkinci kez izlediğimde ise daha iyi anlamış ve şok geçirmiştim. Hem çok geç görmüş olmam hem de böyle bir dinin var olmuş olması beni çok şaşırtmıştı. Dünyada eşi benzeri olmayan Karni Mata Tapınağı, gezenler ve benim gibi videosunu izleyenler için tam bir görsel şölen niteliğinde. Hinduların Savaş Tanrıçası kutsal ana Durga’nın reankarnasyonu olarak dünyaya gelen Tanrıça Karni Mata olarak biliniyor. İnanışa göre, bir gün Karni Mata’nın oğlu havuzdan su içerken ölüyor ve bu acıya dayanamayan Mata, Ölüm Tanrıçası Yama’nın yanına gidip oğlunu tekrar diriltmesini istiyor böylece Yama, Karni Mata’nın bütün çocuklarını fare şeklinde dünyaya gönderiyor.


Tapınağa girilmeden önce kapıda asılı olan büyük bir zile basarak Tanrılara, yani farelere haber verilmiş oluyor. Tanrılara saygıdan dolayı ayakkabıyla kesinlikle girilmesi yasak. Her tarafta fareler var, canlarının istediği gibi ortada cirit atıyorlar. Tapınağın içerisinde yirmi beş bin tane fare olduğu söyleniyor ve bu fareler için her türlü tehlikeye karşı önlem alınmış durumda. Tapınağın üst kısmı yırtıcı kuşlardan korunmak amacıyla tellerle kapatılmış. Tabii sadece kuşlardan korumuyorlar. Tapınağın içerisinde fareye zarar veren bir kişi oldu mu, vay haline... Çok büyük cezalar veriliyor, hatta idamla bile sonuçlanacak dereceye varabiliyor.


Fareler genellikle siyah renkli ama aralarında direkt olarak Tanrı gibi gördükleri ve asıl önemli olan beyaz fareler var. Tapınağa gelen Hindular bu dört beyaz fareyi görebilmek için resmen birbirini eziyor. Çünkü beyaz fare görenlerin dileklerinin kabul olduğuna inanılıyor.   -Hijyen açısından kesinlikle çok kötü durumda, umarım bir virüs vakası da Hindistan’da çıkmaz.- Farelerin içtiği sütü, yediği şekeri ya da başka bir yiyeceği yiyince günahlarından arındıklarına inanıyorlarmış. Hatta bir videoda gelin ve damada denk geldim. Dileklerinin kabul olması için beyaz fare görmeye gelmişlerdi...


Bana göre Hindistan kültür, sanat, toplum ve din açısından müthiş çeşitlere sahip tek ülke olabilir. Karni Mata Tapınağı gibi Ganj Nehri de bir o kadar enteresan ibadet yerine sahip. Ölmeden önce yapılacaklar listemin başında Hindistan'a gitmek yer alıyor. Umarım bir gün gidecek cesareti bulabilirim ve bu kadar zengin toplum yapısına sahip ülkeyi görebilirim.


YAZAR: Fulya Çelik