Mehtaplı gece mavili semada parlıyor, tıpkı bir kar küresi gibi.

Ve tüm yıldızlar eşlik ediyor şafağın doğuşuna.

Göğsüm ortadan yarılmış, bir hayaletin ayak izleri üzerime basmış.

Kalbimi eziyor, çiğniyor.

Ben tükenmiş, incinmişken o gelip hortensialar ekiyor damarlarıma.

Filizleniyor kanım, bilinçsizce.

Kahkahasının peşinde dolaşıyorum, tekrar ve tekrar duymak için.

Bir dilek tutup, karahindibaya üflüyoruz.

Sen ve ben neydik?

Zehir ve şifa

Deniz ve balık

Ay ve güneş

Yin ve yang

Mühürlenmiş kalpler, ve kâfi ölçüde şehvet.

Senden önce bir ölüymüşüm, artık yaşıyorum.