Sıcak bir yaz günü
Zorla gelmiş sedire oturmuşum
Senin pencerenden bakmak değil gayem
Ama başka kaçış yok senden
Bilsem bir gün bu anı ölesiye özleyeceğimi
Konuşur muyum kendimle böyle acı acı
Dilimi yakan bir yudum çay ve
Bana bakarken parlayan gözlerin
Hala aklımda nasıl çiçeğim dediğin
Gül bahçesinde bile papatya arayan o nazik kalbin
Beni de papatyacı yaptın be alemsin
Senin penceren de kaçmıyorum artık
O sedir oturmayı hayal ettiğim en güzel yer şimdi
Ne sular geldi geçti ve rüzgarlar ne saçlar okşadı bu cennette
Ben hala aynı benim senin çiçeğin ve kalbinin köşesi
Sesin bir bülbül gibi kafesi aşar gider karşı dağlara
Orda kim dinlerdi ki seni
Nice kayıpların,anıların ve kahkahaların ve hıçkırıkların orda beklerdi seni belli ki
Orda bana bir selam ver seneye
Tekrar sıcak çayımı bu kez sana bakarak yudumlayıp senin pencerenden kendi düşlerime şakıyacağım bende
Hoşça kal