Human Zoo


Günümüzde hayvanların doğal yaşam ortamlarından koparılıp hayvanat bahçesi adlı hapishanelere kapatılması tartışılırken insanoğlunun en acımasız haliyle yüzleşmek ister misiniz? O zaman gelin, içeriğe bakalım. 


Human Zoo NEDİR?


Günümüze çok da uzak olmayan yıllarda, henüz 65-70 yıl kadar öncesinde insanların da sergilendiği hayvanat bahçelerine verilen isimdir. Ne acıdır ki tarih böyle bir şeye tanıklık etmiş ve yüzlerce insan 20. yüzyılın başlarına kadar başka insanlara sergilenmiştir. 


İlk olarak 18. yüzyılın başlarında başlayan bu durum, Afrikalıların gemilerle taşınıp Avrupa'nın sözde medeniyet şehirlerinde sergilenmesi ile başladı. Demir teller ardında yaşamlarını sürdüren bu insanlara "İnsanlığın En İlkel Hali" , "İnsanoğluna En Yakın Hayvanlar" gibi isimler takılıyordu. 


Human Zoolar Gittikçe Artıyordu

 

Bilmediğimiz insan ırklarını görmek, tanımak bu kadar cazipken bu denli canice olması önemsenmemiş Human ZOOLAR geniş bir coğrafyaya yayılmıştı. Hollanda, İsviçre, Fransa, Norveç, Belçika, Almanya, İtalya, İspanya, Paris, Mileno, New York, Londra, Barcelona…


Human Zooların tek amacı ise ziyaretçileri eğlendirmek ve onlara gösteriler sunmaktı. Bu toplulukların ilkelliğini vurgulamak ve onları aşağılamaktı. Bahçede demir parmaklıkların ardından insanlar vahşi hayvanlarmış gibi tutuluyordu. Parmaklıkların üzerinde ‘Lütfen yiyecek vermeyin, daha önce beslendiler’ yazıları yer alıyordu. Çoğu çıplak sergilenen insanlar misafirler tarafından alay konusu ediliyordu.


İnsan onurunu ayaklar altına alan bu manzara sebebiyle sergilenenlerden intihar edenler oluyordu. Ama kurtuluş yoktu, ölen de sergileniyordu.


Böylesi vahşice sergileri ise 1.5 milyara yakın insanın ziyaret etmiş olması ise ayrıca bir insanlık dramı.


Sergilenen İnsan Irklarının Bu Kadar Aşağılanmasının Nedeni


Beyaz ırklar kendilerinin insanlık için bir üst olduğunu düşünüyordu. Bu nedenle dünyada beyaz ırkın egemenliğini sürdürebilmek için geri kalan ırkların yok edilmesi gerektiğine inanıyordu.


Sonuç olarak son “İnsanat Bahçesi”, 1958 yılında Belçika’da kapanmış olsa da Batılıların kara lekesi tarihe adını yazdırdı. 


Irkçılık…

 

Bence ırkçılık ise bir hastalık… 


İnsanat bahçeleri dünya tarihinde en ırkçı ve aşağılayıcı olaylarından biri olarak kayıtlara geçti. Ancak ne yazık ki tarihte buna benzer birçok ırkçı ve ayrımcı olay oldu ve hala da devam etmekte…


O zaman Afrikalı siyahi bir çocuğun yazdığı 2005 yılında "Dünya'nın en iyi şiiri" seçilen o şiir ile bitirilelim bu yazıyı:


"Doğduğumda siyahtım, 

Büyürken siyahtım, 

Güneşe çıktığımda siyahtım, 

Korkunca siyahtım, 

Hastayken siyahtım, 

Öldüğümde hala siyahım! 

Ve sen beyaz çocuk: 

Doğduğunda pembesin, 

Büyürken beyazsın, 

Güneşe çıktığında kırmızı, 

Üşüdüğünde mor, 

Korktuğunda sarı, 

Hastayken yeşil, 

Öldüğünde de grisin! 

Şimdi sen bana hala renkli mi diyorsun?"