Her günü facia olan ve anlatmak istemediğim şeyler yaşadım. Güvensizliği ve şefkatsizliği iliklerime kadar hissettim. En küçük parçam bile bunların ne demek olduğunu biliyor. Biri çıkıp geliyor, bana yaşamadığım hisleri yalan olarak hissettiriyor ve eskisinden daha kötü bir hale getiriyor. Tam toparladım diyorum ve bir başkası daha ağırını yaşatıyor. İlaçlar kullanıp iyi olmayı umuyorum ama bu saçma bir bağımlılığa dönüşüyor. Yüzlerce yalanla büyüdüğüm gerçeğinde, gerçekler bile yalanın ta kendisi oluyor. İnanmak istiyorum ve kendimi iliklerimdeki o inançsızlığa kadar zorluyorum. Olmuyor ve ben bunu tek başıma yapamıyorum. Kimseye lütfen gitme diyecek kadar aciz değilim. Hak etmediği hisleri yaşatma hevesinde de hiç olmadım. Ama günün sonunda gitmemen için ağlarken buluyorum kendimi. Yalnızlığı kendime empoze etmişken ve ben buna alışmış iken birisinin hayatımın en önemli parçası olmasını kaldıramıyorum çünkü ailesinde bile vazgeçilmez olamayan biri senin gözünde nasıl vazgeçilmez olabilir ki?