Bugün kendinden bahsetmekten hoşlanmayan bir arkadaşım için oturdum masaya. Saatlerce konuşsam dinleyeceğinden kuşkum olmayan birisi hatırladığım kadarıyla hep var oldu içimde. Genelde sohbet eder, tarafına açardım bütün kapılarımı. Bu kez ona konuşmaktan ziyade onu anlatacağım.

İnsanları susturan, aldığımız nefesin farkında olduğumuz tek an olan geceyi, uyumakla değil yaşamakla meşgul eden biri. Düşünceleriyle verdiği bütün mücadeleler de bu zaman diliminde oluyor. Kafasında dindiremediği tasaların kendisine ne kadar zarar verdiğinin farkında olsa bile, ayı ve yıldızları görmek için saatlerle kavga ediyor adeta. Geceyi bu derece sevip karanlıktan korkuyor olması hayatındaki tutarsızlıklardan bir tanesi. Kendini göstermek, fark edilmek istiyor. İnsanların aklına güzel bir profil çizebilmek için ağaç yerine yaprak olmaya çalışması bu arzusundan kaynaklı. Ne yazık ki talebi çoğu zaman karşılıksız kalıyor. Kafasında sürekli savaş müzikleri çalması onun kaygılı ve korkak biri olarak anılmasına sebep oluyor. Buhranlı durumunu Erdem Bayazıt, "denizler boğuşuyor içimde" mısrasıyla özetliyor. Kederli ruh halini her zaman gülümsemesiyle bastırıyor. Bunu başarabilmesi kendisini de şaşırtan bir durum, aksi takdirde yaşamın çekilmez olduğunun farkında. Sıradan olmanın ona verdiği sıkkınlık paha biçilemez. Farklılıklara açık, araştıran ve öğrenme gayesi içerisinde yaşamaya çalışıyor. Bahsedilen başarı merdivenlerinden çıkmaya çabalarken arkasında ona taş atan insanların varlığını bildiği gibi her zaman elinden tutanları da görmesi kuvvet veren şey. Belirsizliklerden nefret edip en sevdiği rengin gri olması cabası. Zıtlıklarla dolu bir hayat sergilemesi karşısındakileri yormasına rağmen hiçbir zaman yalnız kalmamış biri. Sanırım tek mutluluğu bu. Her geçen gün davranışlarıyla beni şaşırtmaya devam eden bu arkadaşımı ne kadar kınasam da aynısı olmaktan öteye geçemiyorum. İçimdeki beni doğrularıyla, yanlışlarıyla kabul ettim. İnsanlara gösteremediğim kötü düşüncelerimi bir tek o biliyor. İnsanı kendisinden başka kimse tanıyamıyor. İçine kusuyorsun bütün düşüncelerini. Bundandır içimin en iyi arkadaşım olması. Dürüst olabildiğim tek insan benim. Kaybolmaması için uğruna savaştığım tek şey benliğim. Bin kez şükredeceğim varlığıma. Sürekli tekrar edeceğim içimden: Kendi kendimle yetineceğim.