içime serptiğin suda boğuldum sevgilim,


reçete edilen geceleri yutup, sabahına tükürerek, çiçekleri sulamadan, saksılarda çürüterek,

bir jileti boğazımda her saniye sürüyerek yaşıyorum.

sen nasılsın, dişlerin hala birbirine çarpıyor mu?


yaratıcım, geri dönülmek üzre kurulan her evi yıktım.

yırtık broşürler, kesik gömlekler, inan bana her şeyin çağı geçti. -inanmanın da.

küçük ellerinle iman ettiğin ne varsa, 

yazı/tura.

buğulu kadrajların hiçbirine sığamıyorum hala.


allahım, ben değildim ademin bıraktığı sızı,

sunacağın ne varsa hazırlıksızım.


şimdi hangi terzi beni, hangi ritüelle birleştirip bir adam yapacak,

adımı kestiğin günü günah gibi göğsümde taşıyorum.

şimdi ne varsa, yarını düşünmeden yaşayacak

boyasız bodrum katlarını boyayarak kaşıyorum.


sen nasılsın, dişlerin hala birbirine çarpıyor mu?