Freud nevrozun arkasındaki gücün bastırılmış dürtüler ve hüsrana tahammülü olmayan arzular olduğunu söyler. Horney ise nevrozun insan ilişkilerindeki bozukluklardan meydana geldiğini, yani nevroz zorlantılı dürtülere rağmen dünyayla baş etmeye çalışan birinin yalnızlık, korku, çaresizlik gibi duygularından kaynaklanan temel “güvensizliktir” der.
Hemen hemen her psikolojik keşfin sonunda varılan nokta karakter nevrozudur, Horney nevrozun ortaya çıkması için kişinin özellikle fikirleri, istek ve arzuları seçimleri, inançları ve değerleri gibi konularda gerek toplumla gerek ailesiyle yaşadığı bir takım çatışmaların içinde bulunmasının sebep olacağını söyler. Tabii karakteristik eğilimler geliştirmek için daha temel çatışmaların analizi gerekir.
Temel Çatışmalar / Çocukluk
Bir şeyleri idrak edebilmeyi başladığımız yıllarda, etrafımızda gelişen tüm olayların bir sonucu olarak, bir karakter gelişimine evriliriz. Bu dönemlerde karşılaştığımız aşağılama, küçümseme, güvensizlik, tutarsız davranışlar, saygı gösterilmemesi, aşırı taktir görme ya da hiç takdir edilmeme durumları, ilerleyen yıllarda çevremizdekilerle bir baş etme stratejisi geliştirmemize neden olur ve bu eylemler zamanla kişiliğimizin birer parçası haline gelir.
Üç Belirgin Özellik / İnsanlara Yaklaşma
acizliğini, yardıma muhtaçlığını ön planda tutarak insanların sevgi ve ilgisine kazanma eğiliminde olurlar. Kendine yönelik belirli karakteristik tutumları vardır, güçsüzlük ve çaresizlik duygusu. Özetle uyumlu kişi başkaları tarafından yönlendirilmeli, korunmalı, sevilmeli ve takdir görmelidir. Karşılaştığı olumsuz davranışlar karşısında güçsüz bir tavır takınması, akıttığı gözyaşları kendini küçük görmesi bir yana, kendi içsel deneyimlerine dayanarak yapabileceği en mantıklı şeyin bu olduğunu düşünmesinden kaynaklanır.
İnsanların Aksine Gitme
Her türlü acizlikten kaçınma, tüm duygularla arasına mesafe koyma durumu. Başkalarının kendisine karşı duygu ve yaklaşımları konusunda sürekli şüphe içindedir. Tepkilerinde aşırı, düşüncelerinde keskin olmalarının sebebi, bünyesindeki yumuşak duygularla Savaşma ihtiyacından gelir.
İnsanlardan Uzaklaşma
Bu özelliğe sahip insanlar, diğer insanlarla anlaşmanın mümkün yolunun onlardan uzaklaşmak olduğu düşüncesindedirler. Özgürlük, mahremiyet, sosyal yükümlülüklerden uzak olmak, bağımsızlık ve kişisel alan onlar için çok önemlidir.
Nevrotik özellikler taşıyan kişilikler, baskın birer tavır yaratırlar, asli tutumu belirleyen şey bu baskın tavırdır. Horney içsel çatışmaların çözümlenememiş olması sebebiyle, bu karakter gelişimlerinin ortaya çıktığını ve çoğu zaman kişinin bilinçli zihni tarafından da baskın karakterin kabul gördüğünü söyler. Bahsi geçen maddelerin kişinin bilinçdışı düzeyinde gelişen süreçler olduğunu belirteyim.
İdealleştirilmiş İmge
Kendi içsel çatışmalarıyla karşı karşıya gelmek istemeyen kişi ideal bir imge geliştirir. Bu idealleştirilmiş imge gerçek bir gurur ve özgüven yerini tutabilir.
Dışsallaştırma
İdealleştirme ile ortak yanı, her iki durumda da amacın gerçek benlikten kaçmak olmasıdır. Baş edemediği tüm olayları dışsal nedenlere bağlamak kendi tutumlarının, düşünce tarzının dış dünyaya ve dışsal nedenlere bağlı olduğunu düşünme durumudur. Kişi temel çatışmalarından kaçınmak için idealleştirilmiş imgeye sığınabilir. Fakat idealleştirilmiş benlik ve gerçek benlik arasındaki farkın yol açtığı gerilim dayanılmaz bir hale gelince artık kendi içindeki bir yere sığınamaz. Böyle bir durumda yapacağı tek şey, kendisinden tümüyle kaçmak ve her şeyi kendi dışında olup bitiyormuş gibi görmektir.
Çözüm ?
Temel çatışmanın farkına varmak ya da onu görmezden gelmek yeterli midir? Hayır. Çatışmaların çözümlenmesi ne alınan bir kararla ne de irade gücüyle olur. Çatışmalar, onları yaratan koşulların değiştirilmesi ile olur ancak. Bu sürece giden yol da sorgulamaktan geçiyor. yani dayatılan hiçbir şeyin farkına varmamış bir kafa çatışmanın da farkında olamayacağı gibi seçim yapabilme özgürlüğüne de hiçbir zaman sahip olamaz. Bir şeyi değiştirebilmek için önce fark etmek gerekir değişimin temelinde de şikayet vardır.