Anksiyete, çoğu zaman mobbinge maruz kaldığımızda, korkutulduğumuzda (küçük bir odaya kapatılma veya böceklerle korkutulma gibi) veya bazı kişiler için ilgi odağı haline geldiğimizde yaşadığımız durumdur. İnsanların %30'u anksiyete ile başa çıkmaya çalıştığını ifade etmektedir.


Panik atak, yaygın olarak görülen bir anksiyete sorunudur. Alı Mottu(psikolog), panik atağı şu cümlelerle tanımlar: Nefesimiz hızlanır, kalp damarları kasılır ve kalbin atım hızı artar. Ağzımız kurumaya, göz bebeklerimiz büyümeye ve ölecek gibi bir hisle karşı karşıya kalmış hissederiz. Hayvanlar alemine bakacak olursak bir domuz, aslan ile karşılaştığında amigdalası harekete geçer. Kaslar gerilir, tükürük salgıları ve sindirim sistemi durur. Kalp, daha hızlı kan pompalar ve nefes alışları hızlanır. Adrenalin ve uyanıklık artar. Kan damarları, göz bebekleri genişler ve cinsel uyarılar kapanır. Böylelikle kaygı, uyluk kaslarını harekete geçirir. Alı Mottu, çocukken Jaws isimli bir film izlediğini ve bu sebeple ileriki yaşlarında yüzme ve deniz fobisinin başladığını ifade etmiştir.


Kaygıyı dört başlığa ayırmak mümkündür.

1.) Catastrophia: Ayrılık kaygısıdır. Bu kaygı, sevdiklerimizden ve en yakınlarımız arasında oluşabilecek kaygıyı temsil eder. Aynı zamanda belirli nesnelere karşı gelişen fobik kaygıyı da temsil eder.

2.) Evaluation: Değerlendirilme ve sosyal kaygıları ifade eder. Birilerinin kendilerini izliyormuş gibi hissetmelerine neden olur.

3.) Losing Kontrol: Kontrol kaybı ve halka açık yerlerde bulunma kaygısıdır.

4.) Uncertainty: Belirsizlik kaygısıdır.


Obsesif kompulsif bozukluk, diğer bilinen adıyla 'takıntı' hastalığı, elleri sıkmak, nesneleri veya parmakları saymak ve kilitleri kontrol etmek gibi belirtilerle seyreden bir anksiyete türüdür. Bu bozukluk kadınlarda, erkeklere göre iki kat daha fazla seyreder. Maria Bamford, (komedyen) O. K. B. (Obsesif kompulsif bozukluğu) hastalığına sahip bir bireydir. İleri derecede takıntıları olduğunu, eğer birini eksik yaparsa sevdiklerine zarar vermekten korktuğunu, bu nedenle zaman zaman kendisini odaya kilitlediğini ifade eder.


Küçük Albert Vakası: Araştırmacılar, Albert isimli bir bebeğe deney yaparlar ve küçük, beyaz bir fareyi Albert'in önüne koyarlar. Araştırmacılar, aynı anda demirleri birbirine sürterek korkunç sesler çıkartırlar ve bu sesler Albert'in küçük ve beyaz nesnelere karşı fobik duygusunun gelişmesine neden olur. Albert, önüne koyulan her beyaz ve küçük nesnelere ağlayarak ve yanından uzaklaşarak tepkiler vermektedir.


Kaygı, Google'da en çok aratılan kelime olmuştu. Aynı zamanda Benzodiazepine ilacının satışı son derece artmıştı. Frank Berger, kobay farelerinin üzerinde onları sakinleştiren ancak bayıltmayan bir ilaç geliştirdi. 1955'te piyasaya sürülen ilacın adı, Miltown olmuştu.





Yazar: Burcu Çiçek