Uyandım. Yalnızım. İşe gidiyorum, kalabalık. Yalnızım. Arkadaşlarımla buluşuyorum. Tek değilim, yalnızım. Sinemaya gidiyorum. Yalnızım. Eve geliyorum. Yalnızım. Saat gece. Yalnızım. Saat sabah olmuş. Yapayalnızım. Evimin her yerinde yalnızım. Evimin her anında. Evimde her kim varsa. Yalnızım. Saat sabah altı. Günlerdir üzerinde sıkış sıkış uyuduğum minicik koltuğum beni içine çekip yok etsin diye bekliyorum. Yutsun beni içine alsın. Yok etsin ya da bambaşka yerlere götürsün beni geri dönmemek üzere bu dünyaya. Belki saçımı okşayacak birine. Belki yalnızlığımı unutacağım bir yere. Belki hiçbir şey hatırlamayacağım bir zamana. Ama bir şeyler yapsın artık benim minik koltuğum ki bu dayanılmaz boğucu yalnızlıktan kurtulabileyim. Güneşli bir yere götürsün beni minik koltuğum, derin derin nefes alabileceğim tuz kokulu bir sahile. Ve birine.