Gözlerin bir idam sehpası...

Adım yankılanır durur bir münadînin dilinde.

Vallahi boynum da ipe sevdalı

Gözlerin binlerce uçurum...

Baş koyduğum her yolun sonunda

Vallahi ayaklarım da kaymaya gebe


Ey tabutuma çiviler yetiştiren sevdiğim

Ey defterime iptal mührünü basan

Ey adımı dikenlere karalayan güzel

Sırtıma ağır geliyor artık yaşamak


Rüyalarımın kırıntılarını saçlarına serpiştiriyorum

Saçların bana uzaktan seslenir

Sözlerindeki kışları alır bağrıma basarım

Çölün ortasında zemheriyi içimde yaşarım


Aşk ateş midir buz mudur gel hasbihal edelim

Zengin kelimeler eteklerinden dökülsün

Ben fakir kelimeleri kuşanıp da geleyim


Ey yorgun çiçeklerin ve parlak yıldızların annesi

Hangi baharı misafir ediyorsun şimdi bahçende


Alelacele elime tutuşturduğun bir sürgün bileti, eski bir gar ve çok gecikmiş bir tren.

Bakışların soğuk.

Yangından miras kala

n ateşimi al da kat sobana