‘’No Country for Old Men/İhtiyarlara Yer Yok’’ filmi, Coen Kardeşler’in 2007 yılında yönettiği sade bir suç filmi olarak gözükse de oldukça kompleks bir yapıya sahip olan ender bir yapıttır. Bu yüzden kahramanı anlama bağlamında da oldukça karmaşık bir yapıya sahip olduğunu belirtmem gerekir.


Filmin açılış sahnesinde, şerif Ed Tom Bell, bir anlatıcı gibi güneşin doğumuyla konuşmaya başlar ve filmin final sahnesinde de şerif Ed Tom Bell’in karısıyla kahvaltı masasında bulunurken gördüğü rüyalarını anlatmasıyla film biter. Aslında film, şerif Ed Tom Bell’in bir anısından ya da gördüğü bir olaydan ibaret diyebiliriz veyahut ata mesleği olan şerifliğin hiçbir zaman kötülüğe çare olamadığını, bu yüzden "para-ahlak" ikileminin de oluşturduğu kapitalist baskıya olan öfkenin bir dışavurumu diyebiliriz. Ed Tom Bell, Llewelyn Moss ve Anton Chigurh üçgeninde gelişen bir tür olaylar zinciri, değerlendirmenin başında dediğim gibi, sanki Ed Tom Bell’in babasının (Ellis) iç dünyasında ya da rüyasında gelişir. Bu nedenle kahraman olarak Ed Tom Bell’i alırsak çok da abartmamış oluruz sanırım. Çünkü o rüyanın tek tanığı Ed Tom’dur.


Kahramanın 12 aşamalı yolculuğuna gelecek olursak; aslında sıradan bir gün tipik olarak gözlemlenebilmektedir. Llewelyn Moss’un geyik avlarken başarısız olması onu huzursuz ederken aynı zamanda biz seyircileri de bu durum rahatsız eder. Daha sonra L. Moss bir arayış içine girer ve içi dolu para olan çantayı iz sürerek bulur. Tabii bu durum maceraya çağrı anlamına geldiği için aynı zamanda sıradan dünyada olan durumların içinde olduğu bir sürece doğru ilerlemektedir. Tabii bu ana kadar olan her şeyin kahraman olarak belirlediğim şerif Ed Tom Bell’in iç dünyasından gelen tepkiler olduğu kanaatindeyim. Macerayı reddetme durumu filmin birçok yerinde var. Özellikle şerif Ed Tom Bell’in yardımcısı, şerif Ed Tom’u olayın içine davet ederken ya da onunla görüşmek isteyen insanlar olduğunu söylerken şerif ise bu durumdan uzak kalmayı tercih eder. İlerleyen zamanda, parayı alan L. Moss, Anton C. ile bir araya gelmemesi ya da gelmek istememesi, maceradan uzaklaşmak istediğinin bir göstergesi olabilir. Zaten filmde bu üçlünün (Ed, Moss, Anton) bir araya geldiği hiçbir sahne yoktur. Bu nedenle "Anton" dışındaki her karakterin aslında maceradan kaçtığını ya da istemsiz bir şekilde de olsa macerayı reddettiklerini söyleyebiliriz.


Tabii ki her filmde bir kahramanın bir akıl hocası vardır. Bu normal hayatta da var olan bir durum. Lakin kahramanımız şerif Ed Tom’un ölen babası (Ellis) aslında onun akıl hocasıdır. Filmde kedilerin çok olduğu eve giden Ed Tom, aslında babasının evine gidiyor ve onunla sohbet ediyor. Bu da Ed Tom’un akıl hocasına danıştığını gösteriyor. Maceranın gerçekten başladığı ilk eşik; Moss’un parayı bulması ve Anton’un polisi öldürerek maceraya ortak olduğu anlardır. Tabii Ed Tom, zihninde iki farklı karakter oluşturmuş; birincisi ne istediğini bilen, ahlaklı ve paraya tapan herkesi öldüren bir seri katil olan "Anton" ve bulduğu parayla daha iyi bir hayat süreceğini düşünen cesur fakat para hırsı olan Moss. Aslında; şerif Ed Tom bu iki farklı kişiliği yaşayan bir pesimisttir. Bu bağlamda Ed Tom, Moss’u yakalamak ve kurtarmak için Moss’un karısıyla iş birliği yapar (dostlar, düşmanlar, testler). Tam bu sırada aslında herkesin unuttuğu büyük sorun yaklaşmaktadır. Kimse paranın peşinde olan ve asıl sahipleri olan Meksikalılar'ın Moss’u öldüreceğini düşünmezken bu olay gerçeğe dönüşür. Moss para uğruna ölürken karısı bir başına kalır. Tabii bu sırada Ed Tom olay yerine gider ve Moss’un öldüğü odaya daha önce giden Anton’un gizlendiğini görürüz. Nedendir bilinmez ama "Anton" herkesi kolayca öldürdüğü halde şerif Ed Tom’dan saklanır ve karşılaşmazlar. Daha önce Anton ve Moss’un birbirleriyle çatışırken yaralanmaları ve ölüm korkusu yaşamalarına sebep olmuştur. Tabii ki Moss’un ölmesiyle hak ettiği gibi cezasını çektiği söylenebilir. Bu sonuçla da seyirci rahatlamıştır diyebiliriz.


Anton ise başladığı işi bitirmek için Moss’un karısını öldüreceğini söyler ve Moss’un karısını öldürür. (Geri Dönüş) Moss’un karısını öldüren Anton ise arabayla seyir halindeyken kaza geçirir. Kaza sonucu ölmez fakat ağır yaralanır. Anton yeşil ışıkta geçmesine rağmen kaza geçirir. Yani ne kadar kurallara uyarsak uyalım aslında uymayan birileri oluyor. Ya da Ed Tom iç dünyasında Moss’u cezalandırdığı gibi Anton’u da bu şekilde cezalandırarak normal hayata dönüş sinyali verir. Nitekim daha basite indirgeyecek olursak Ed Tom emekliye ayrılmıştır ve rüyasını karısıyla paylaşmıştır. Tüm bu olanlar ise aslında Ed’in iç dünyasında olanlardır. Ed normal hayata dönmüştür. Bu bağlamda da kahramanın yolculuğu bu noktada biter.


Kaynakça:

Kahramanın Sonsuz Yolculuğu (Joseph Campbell)

Vikipedia