bir arabanın ön koltuğunda sana bakıyorum. büyümüşsün, güzelleşmişsin. ellerin kurumamış, henüz hava o kadar sert esmemiş. yorulmuşsun, hırpalanmışsın. 

bir ağaca bakmak, ay hilalmiş bu gece, sokak köpeklerinin gidişini izlemek... işte buradasın, ben nasıl buradaysam. pişmanlıkların ve yalnızlığınla, hissedemiyorum dediğin ama heybene doldurmaktan çekinmediğin hislerinle. 

bana acımasızlığınla ve suçsuz bakışlarınla... bir arabanın ön koltuğunda sana bakıyorum. 

gece üçü bulunca dinlenen şarkılar, tam o an akla gelen şiirler var. sen nasıl oluyor tam yanımda oturuyorsun? senin yanın şimdi dinmez bir on sekiz yaş öyküsü. seni sevmişim elbette, hor görmüşüm, özlemişim. bazı geceler senin haberin yokken seninle sevişmişim. şimdi taksirli suçlardan konuşuyoruz, beni öldürmenin sendeki zaruri halinden bahsediyorsun. beni öldürmüş olman hangi gerçekle örtbas edilir bilmeden, keşke kasten öldürseydin diyorum. senin bir yerlerde haberli ve habersiz bana yaptıklarını düşünüyorum. bir arabanın ön koltuğunda sana bakıyorum. senin az uyuyuşların ve elini uzatışların... bu sayrı hikayede seni bırakıp gitmek istiyorum. bu mesele artık yalnız seni ilgilendirsin istiyorum. gecenin üçünde karlı bir gecede seni sevmiş olmak ve sana bakarken artık yalnızca eski bir dostu görmek beni gülümsetmeli biliyorum.bir gün seni affedeceğim, bir gün seninle bir arabanın ön koltuğundan bir ağacı izlemiş olmak bile geçecek.