Bir gece, eskimiş bir radyodan yankılanan şarkımızla geçmişe dalarken, odam dar geliyordu, bulutlar bile ağlıyordu üstüme. Hüzün ve senin hatıranla boğuşurken, parka sürükledi adımlarımı yağmurlu bir melodi. Islanmış, bitkin, ikimizin paylaştığı banka oturduğumda, karşımda yalnız bir kız vardı, içimde tarifsiz bir korku ve heyecan. Gecelerce sarıldığım şiirlerin ve sözlerin sahibiydi oysa. "Senin burada ne işin var?" dedim titreyen bir sesle, sustu, bir kelime bile dökemedi ağzından o gece vakti.Bakışları, yıldızların kayışını hatırlatan gözlerinde kayboldu. Belki de geçmişin izleriyle dolup taşan bir sessizlik arasında, o bankta yalnızca suskun bir yabancıydı. Yağmur, saçlarına düşen damlalarla anlattı sessizce, ve benim içimde hüzün, kırgınlık ve belki de anlam veremediğim bir özlem dalgası yükseldi.


Onun sessizliği, gecelerce dile getirdiğim duyguların cevapsızlığına dönüştü. Gökyüzü ağlıyordu, benimse içimdeki fırtına dindi. "Neden?" diye sordum, yine suskunluk. Belki de sözcükler yetmiyordu anlatmaya, belki de geçmişin karmaşası içinde kaybolmuştu. Islak gözleri, belki de yitirdiği bir hikayenin hüznünü taşıyordu.


Bankta otururken, bir zamanlar bizi bir araya getiren sözlerin, şimdi aramıza giren sessizliğin ardında kaybolduğunu hissettim. Belki de o gece, sadece hatıraların yağmur altında dans ettiği bir sahneydi ve ikimiz, sessizliğin içinde kaybolan karakterlerdik.O gece, sözlerin eksikliği aramızdaki uçurumu derinleştirdi. Islak bankta, geçmişimizden geriye kalan sadece sessizlikti. Belki de duygular, anılar arasında kaybolmuş, çaresizlik ve anlam arayışına dönüşmüştü.


Gözlerimiz buluştu, ama içimizdeki çırpınışları anlamak zordu. Yağmur, sessizce düşen damlalarla hikayemizi yazdı, ancak o kızın kalbindeki satırları okuyamadım. "Ne oldu?" diye sordum, ama cevap yine sessizlikle karıştı. Belki de cevaplar, o gece orada olmayan bir dilde, bir başka zamanın hükmünde saklıydı.


Bankta oturup geçmişe baktıkça, bir zamanlar sarıldığımız şiirlerin, şimdi kayıp bir melodiye dönüştüğünü fark ettim. Belki de birbirimize ait olduğumuz anlar, yağmur altında kaybolmuş, birer hüzün izine dönüşmüştü. O gece, sessizlik içinde, anılarımızın yankısı arasında kaybolduk.