Kök salıyor çatlamış dudağımda suya muhtaç cümleler,

Zihninin üzerinde betimlenmiş düşünceler,

Belli belirsiz sanrı ve sancılar,

Kalbimin içinde bereketli duygular.


Hayat, uzun ve sisli otoban yolu.

Üzerimde milim milim ilerleme tedirginliği var.

Genel insan durumu, sirayet etmiş belirsizliğe tepki,

Belirsizlikten sıkılanlar var.

Açık yüreklilik üzerine çöken bulutlar kapalı etmiş gönülleri.

Vesikalık durumlar ibret tablosu!


Uzaklarda bir yerde kırıntı iyiliklerle,

Minik hacimli zararsız isteklerle,

Bir serçe karnını doyurabilirdi eğer,

Kırıntılara bile göz dikenler olmasaydı.

Yahut istekleri kurşuna dizen avcılarla karşılaşmasaydı.


Düşünce fallarında, beyaz ve siyah ikilemi arasında,

Yüzde elli olasılığa hapsolmuş ihtimaller içerisinde,

Kendime ekmek arası bir tane seçiyorum.

İyi şeyleri duymaya açlığımı bu şekilde toklamaya çalışıyorum.


Top oynanan boş arsada,

Kat ve kat yükselmiş binalar.

Daldığım sokağın kuytu noktasında,

Vuruluyorum farkındalık okuyla.


Gelmeyeceğini bildiğim dünleri,

Yarın gelecek gibi istemek,

Aklıma şu soruyu getiriyor:

İklimi yeşermemiş bir diyarda,

Bir çiçek için gelir mi baharlar?