Biz ayrı iklimleriz

Bir bahar nezlesinde

Burnunu gıdıklayan polenler

Senin soluduğun başka

Benim hapşırdığım başka.


İçinde durduğun hava ıslak

Sarıldıklarının saçları kabarık.

Kokladığımız çiçekler başka

Benimki gül ve papatya,

Seninki zakkum ve ortanca.


Gördüğümüz renkler,

Güldüğümüz yüzler,

Sofralarda mezeler,

Kalkan kadehler başka.


Başka iklimleriz biz

Sıcacık yaz sabahı

Uzaklarda bir ben saklı

Henüz bilmiyorum adını


Gölgesindesin bir palmiyenin

Uyuduğun sahil boyu

Dirseklerin kumlu

Rengin biraz koyu

Bedenin hafif tuzlu


Kavak rüzgarları altındayım,

üstüm başım toprak benim

Soğuk bir hastalık geçti kanıma

Nehrin akıntısında ayaklarım,

Bir yabancıya gülerken yalandan

Seni bana bakarken yakalarım.


Başka iklimleriz bu güz

Apayrıyız bu kez

Gözlerimiz birbirine değdikten sonra

Hiç böyle acı vermemişti yağmurlar

Sarı ağaçların altında yapraklar

Adımlarım kestaneleri yuvarlar

Bu güz göğsümde bir ağırlık var


Sonbahar gelince oralar durulur

Ayakkabılarında kurumuş çamur.

Orada pek yağmaz yağmur

Rüzgar sakin eser saçlarında

Ayakların basar uzaklarda

Ağırlığı benim bağrımda


Başka iklimleriz biz bak

Kış tüm hırçınlığıyla burada

Kasvetini doldurur karnıma

Ruhumu dondurur fırtına


Hiç üşümemişim gibi soğuk bu kez

Susturan ve derimi kesen bu ayaz

Tırmandığım yokuşlarda dudaklarım titrer

Kızaran burnumda senin hasretin tüter


Orada, hiç bilmezsin böylesine ayazı

Ben de göremem içindeki fırtınayı

Çatık kaşların, kenetlenmiş avuçların

Salınan dallara kilitlenmiş bakışların

Keyfini çıkarırsın yıllanmış yalnızlığın


Biz başka iklimleriz

Burası genelde beyaz

Özlediğim ise yaz

Hissettiğim bu ayaz

Haziranla son bulmaz.