*Resim sitemizin üyesi olan Büşra Gül Gürsoy'a aittir.
Kara bir diyardaki ölü toprağın koynunda
Çürük bedenim kurtçukların yuvası oldu
Gözlerim bir kaçış yolu bulma çabasında
Zihnim çaresizce arıyor cezamın suçunu
Hatıralar kavruk tenimin altında oynaşıyor
Ecel terleri birikmiş diken gibi kursağımda
Ruhumda hiç tatmadığım hisler çarpışıyor
Zincirlerimden kurtulup bakamazdım arşa
Gözlerimden akan kanımı seyretmeliyim
Nice badireyle misafir olduğum bu çukura
Bir daha girmemek için tövbe etmeliyim
Yeryüzü yeni kurban arayışındaki ordulara
Yeraltı hakim dinin dışladığı tanrılara yuva
Kırılmış putların ardından gitme gafletinde
Yalvarmalıyız başka kavimden bir tanrıya
Tamahkar kalbim ihtilalin kapısında bekliyor
Başım naaşında nezih bir yer buldu Câlût'un
Davud'un mabedinde adıma ağıt yakılmıyor
Şehvetli dudakla kirlettim kutsallığını ölümün
Kurban edilen kayıp ruhlar arkadaşım oldu
Zebanilerin karıştırdığı kaynayan kazanda
Üstümüze atılan tarihin suçlarını kabullenip
Dağıtırım gönlü bol anne gibi, herkes yesin
Alsın payını akıttığımız kandan, kabullensin
Kana kana içsin fatihlerin sunduğu şaraptan
Bir an çözüldü pranga, tuz basıldı yaralarıma
Derime sıvanmış kan döndü ipekten kumaşa
Altın toza bulandım bir kelebeğin kanadında
Yel olup uzandım bu kızıl alemin semalarına
Gördüm kafir suratları, hepsi beni andırıyordu
Tarih kitaplarının hatmettiği masalları gördüm
Duydum damarlardaki kan acıyla haykırıyordu
Tanrının affına sığınan riyakar duaları duydum
Kabil Habil'i arıyor, buna mukabil bulamıyordu
Kardeşiyle beraber öldürmüş kalbindeki tanrıyı
Timur Cengiz'in ayak izlerini zevkle kokluyordu
Tanrı addetmişti gözünde insan avlayan avcıyı
Baal'ın kulu Jezebel kocasının kanını yalıyordu
Taşlaşmış kalbinde Yehova'nın gülleri açıyordu
Bir köşede kör fahişe yalnızlıktan yakınıyordu
Dizlerinde şehvetten uzak bakireler ağlıyordu
Kabil'in yanına kondum istemsiz, sayıklıyordu
Alnına sürülmüş kanda suçu yok gibi ağlıyordu
''Yarışır kuduz köpek pireleri parmak uçlarımda
Yerküre sarsılır bir daha taş doğurmamak için
Karışır aklım, vahşet dolar göz kapaklarıma
Kardeşim miydi kurban kıskandığım tanrı için''
Kabil için sızladı içim oysa tanımazdım Habil'i
Bilirdim fakat evladıdır her cinayet ilk ademin
''Hangi gözyaşı söndürdü yangın, hangi kedi
Ciğere ulaştı mırlayarak, hangi ana doyurdu
Evladını ağlayıp sızlanarak, o zaman doğrul
Bırak acıların seni başka bir ruhta doğursun''
Bir el yapıştı sol omzuma, çevirdim gözlerimi
Gördüm ki üzerimdeydi Timur'un kızıl gözleri
''Ektiği fırtına yıktı kalesini ganimeti utançtır
Sofrasıdır kardeş eti, aşı taş, şarabı kandır
Açtığı yolu yürüyen bizlere akıt gözyaşlarını
Hatırla bizim gibi kuruyla yanan yaş dalları''
''Başıbozuk tufandın kısrak başını viran ettin
Kızıl elma yolculuğunda ahvalini helak ettin
Cihanşümul olma arzuyla talihini feda ettin
Fısıltılara sığındın yankılanır iken vahşetin''
''Kursağımda ham yasak elmanın buruk tadı
Alimin dilinden eksik olmazdı yamyam duası
Harap ülkemin imarının müsebbibidir harbim
Aç halkımı doyurmak için yoldaşımı dişledim''
Bir yazılmamıştı yazgımız, aksiydi yargımız
O güvercinleri kemiren kartala benzer iken
Irmağı mesken bellemiş çakıl taşıydım ben
Sadece sırat köprüsünde asılmıştı başımız
Azap mevsimi yorgan olmuşken üzerimize
Yalnızlığı lanetleyen küfürle, acıdan ziyade
Hep ayıplanmış zavallıya uzandı adımlarım
Sordum bu çelimsiz çelişkinin sebebi nedir
''Paranın iğnesi derimi yırtan paslı nişanımdı
Paçavra ağızların hükmü beni harami sandı
Patronum utanç, kazandığım birkaç kuruşsa
Çarpık gecekondular büyüttü bacak aramda
Ağzım doluydu safsatayla dikildi dudaklarım
Hoşgörünün yolcusu uğramadı hiç limanıma
Sırtımdaki sıfat tortusuyla kirlettim özümü
Müzmin kalp sancısıyla tükettim ömrümü''
''Hududunu umudun ötesine çizmiş uğursuz
Gardiyan koymuş baş ucuna adı umutsuzluk
Sandalım sürüklemedi kıyına küreğim yoktu
Çığlığını duydu kulaklarım fakat dilim sustu''
''Bir silsilenin nefesini hazmedemedi sinsiler
Bölük pörçük notalarla cenge tutuştu sesler
İthaf ettiler tanrıya tuhaf vicdan arayışlarını
Hiçbir tuval silemez örümcek karanlıklarını
Kirlettikleri mumların sönmesi ayıp olmaz
Zilletin tarlasında temiz ziynet bulunmaz''
Sustu, unutmamam için gözleriyle veda etti
Eti dökülmüş parmağıyla bir kapıyı gösterdi
''Git kendi kulağınla dinle en garip müzikali
Cezanın günaha bölündüğü buradan iyi mi''
Muhammed Dalpalta
2020-09-05T12:30:48+03:00Böyle güzel bir iltifatı duymak, hele ki kalemini takdir ettiğim birinden duymak çok gurur verici kardeşim. Çok teşekkür ederim.
Berk Bekin
2020-09-04T17:53:40+03:00Geç rastladım ama iyi ki rastladım. Bu sitede şimdiye kadar okuduğum en dolu şiir olduğunu iddia edebilirim. Bu denli birikmişlik ve yazdıkça zihnin eldeki kalemi bırakmamaya dair teşviki olsa olsa gerçekten "şair" diyebileceğin birinde zuhur ederdi. Kalemine, zihnine ve yüreğine sağlık üstat. Bu şiiri baş köşeme yerleştiriyorum
Muhammed Dalpalta
2020-09-01T18:30:27+03:00Teşekkür ederim Nisa. Eksik olma.
Nisa
2020-09-01T17:30:05+03:00Botticelli'nin Cehennem Haritası'na baktığımda duyduğum his canlandı bu şiirde de, kopukluğun uzunluktan ve artık bitirme isteğinden kaynaklandığını düşünüyorum ama beni rahatsız etmedi. Kalemine emeğine sağlık 🌸
Muhammed Dalpalta
2020-09-01T11:46:05+03:00Teşekkür ederim Sena. Eksik olma.
Sena Türkmen
2020-09-01T11:39:11+03:00Muhammed, öncelikle kalemine sağlık. Arkadaşların kopukluk hakkındaki yorumlarına katılıyorum. Bunun dışında, tema olarak bana hitap etmese de güçlü imgeler görmek sevindirdi. Sendeki potansiyeli görüyorum ve çok iyi şiirler yazacağına eminim. Sevgiler...
Muhammed Dalpalta
2020-09-01T10:42:28+03:00Yorumlarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim arkadaşlar. Bu şiiri tekrar yazdığımda eleştirilerinizi göz önünde bulunduracağım. Eksik olmayın.
İbrahim
2020-09-01T10:22:38+03:00Kalemine sağlık. Ben de Yasemin'e katılıyorum. Güzel başladım ama sonra kopmalar oldu. Buradan birden fazla şiir çıkardı bence. Kalemin güçlü ama bunu daha etkin kullanabilirsin diye düşünüyorum.
Serhat Tepe
2020-09-01T10:18:45+03:00Şiirin dolu oluşu, sağlam oluşu o kadar belli ediyor ki kendini... Ayrıca göndermeleri anladığım zaman gözlerim parladı birçok yerde. Yasemin'e kısmen katılıyorum, uzun ve dolu dolu olmanın getirdiği karışıklık var biraz da ama nakış nakış işlenmiş, üstünden defalarca geçilmiş kalite kokan bir şiir bu, ben çok beğendim. Emeklerine değmiş, eline sağlık.
Muhammed Dalpalta
2020-09-01T08:55:04+03:00Eleştirin için teşekkür ederim Yasemin. Birden fazla konuya temas etmek isteyince aradaki uyumu sağlayamamışım.
Yasemin Çargıt
2020-09-01T07:46:53+03:00Muhammed, öncelikle emeğine sağlık. Bütünüyle emek bu şiir ki kelimelerin sağlamlığı da belli ediyor bunu. Ancak bu kadar uzun bir şiirde şiirin bütününü kapsayan bir konu olmadığında sonlara doğru kopma oluyor istemsiz ve bunu cümlelerin güzeliği de bir yere kadar toplayabiliyor. Daha somut konularda senin kaleminin daha iyi işlediğini düşünüyorum. En beğendiğim kısmı da ekleyeyim.
"Kırılmış putların ardından gitme gafletinde
Yalvarmalıyız başka kavimden bir tanrıya"