Duvarlar, kendisine yapılan haksızlıklar, karanlıklar, uzun, upuzun bir özlemin sesidir İlhan Sami Çomak.
Kendisine yapılan kötülüğü, haksızlığı şiirle aşmış, şiirle güçlü durmuş, hayata sımsıkı tutunmuş naif bir insan, şair.
"Bir insan, kendisine yasaklanmış olan hayata nasıl dokunabilir? Sözcüklerle, yıllarca kokusunu, rengini unuttuğu bir ağacı ya da suyu nasıl hissedebilir? bir yarayı nasıl sarabilir? bir haksızlığı, upuzun bir özlemi nasıl anlatabilir?"
İşte tüm bu sorulara, tüm güzelliği ile dokunmuş bir canlı, tanık, duvarlar arasına hapsedilmeye çalışılmış bir çocuk ve genç aynı zamanda bir yetişkin...
Okudukça kendisinden güç aldığım, hayatın içindeki kötülüklere karşı dayanma enerjisi hissettiren bir şair...
Ve seslenir mesela içindeki özlemiyle hayata, "Özgürlük" ile "Çok susadım" şiirleriyle:

"Çünkü götür beni buradan, çok şey gördüm.
Uzun uzun gördüm, uzun uzun üzüldüm..."

"Ay ışığının göğsünde çok susadım sana.
Bulutlar, yağmurlar yetmedi.
Ağlamaya gidiyorum uzun dost yüzlerini hatırama kazıyarak..."