Dinadamlarının çoğuna göre ateist birisi olamaz. Derler ki, kabul etsin ya da etmesin herkesin zihninde bir Tanrı kavramı vardır. Ateistim diyen de evrende hakim gizli bir gücün, enerjinin, kozmik bilincin vb olduğunu söyler. Bir ateist Tanrıyı kabul etmese de Tanrı işlevi gören bir açıklamanın arayışındadır. Doğrudur diyorum.


Evrimsel süreçte bir 'Tanrıya inanma geni' geliştirdiğimizi düşünen bilimadamları var. Toplumsal uyuşma için inanma-güvende olmanın gerekliliği vardır ve bir genin olduğu kabul edilir.


İnanmak doğar doğmaz tanıştığımız bir duygudur. Bebek annesine inanır ve bu besin , sevgi kaynağında güven duyar. Daha sonra toplumsal yaşamda inandıkları, güvendikleri çoğalır. İnanma ve güvenme öyle temeldir ki olmadan bir diğer insanla iletişim, anlaşma, toplumsal yaşam olanağı geliştirilemez.


İnsan, ilişkilerinin temelindeki, kendi ürettiği değerlere de inanır. Saygı, sadakat, içtenlik, doğruluk vb değerlere de inanırız.


Doğaya da inanırız. İnsanın yaşamını sürdürmesi için gereken düzenli akış ve ritim, güven duygusu verir. Gece gündüz, mevsimler, tarım, bu düzen insanın insanın inanma-güvende olma gereksinimini aşkın bir varlığa yüklemesine sebep olmuş olabilir. Mitolojiler ve dinler oluşur böylece.


İnsanlar yardımlaşarak ve dayanışarak inanma-güvende olma duygusunu Tanrıya gereksinim duymadan da kurabilirler ya da ilerde kurabileceklerdir belki. İnsandaki bu gereksinim farkında olan küresel güçlerin yeni bir küresel din oluşturmaya çalıştıkları söyleniyor. Geleceğe inanç da güven için önemlidir. Yarından uzak geleceğe bir kaos istemeyiz çünkü. Bakalım günler neler getirecek, biz neler katacağız.


Bana gelince, toplumsal değerlerin aşındığının farkındayım. Toplumsal ilişkilerde eksikliğim çok. İnsan eksik bir varlık zaten. İnanma-güvende olma duygularımı Tanrı 'ya yönelterek ruhumda dinginliği sağlamaya çalışıyorum. TANRIM, VARSIN, BİRSİN diyorum, dua ediyorum. Tanrısızlığı düşünemiyorum.


Doğrusunu Tanrı bilir. Aydınlık günler diliyorum hepimize.