Hastalık, ölüm ve pis kokular
geriye kalan bunlardan ibaret
içim kırılıyor
içim düşmek mecburiyetinde kalıyor
bu akşamüstü de sığınağıma yalnızca beni sokmadılar
benim sığınağımı hep başkaları yerle yeksan etti
uykum yüz parçaya bölünür
uzak bir kapı gıcırdar
sırnaşırım el yazması tadındaki samimiyete
hayat
nasıl da alacaklı gibi baskı uyguluyor algıma
ama bu sefer olmaz, yönünü kaybetsin
kaygan zeminde dik duran bu acımasızlık
bir yanılsamadır hayat, başa çıkılması zor
karşımda dinelen düşme tehlikesi
karşımda üzgünlük adı altında komplo teorisi
düşmekten vazgeçmeyeceğim
özgürlüğü tadana dek
iliklerime
o sessiz ve serin ürperti değene dek
eklemlerimde tanımlanamayan kibir
kin
ve tatmin edilemeyen ego
itiraflarım dengeleri bozar mı bilmem
damar yolları tıkanık mücadelemde
hatalarım dağları aşmıştır
hata payım çok yüksek
karamsarım ve sesim pek kalın değildir
babamı kanserler içinde görürdüm hep
köpeği olurdum Azrail’in
Allah affetsin
yalvarmaktan yakarmaktan
gece ağrılarının yatıya kalmasıyla
göz kapaklarım perişan ve kollarım tutukluk yapar
geçsin iki büklüm eden sızılar
inanmasın gece, gündüzün sahtekar ışığına
o ışıkta mahvolmuş babamı görmek
zarif bir haini buyur etmekle eş değerdi
ne zaman tok otursam aç kalktığım soframa
bir müddet daha sorguya çekileceğim aşikar
ben kimdim nasıl bir gaflete düştüm
gafil mi avlandım onurlu muydum
kimse umursamayacak bunları
Yaşamak
rezil ve berbat bir kabus gibi çöker miydi
yara bere içindeki gövdeme
Yaratanın kötü bir şakası mıydı
beni ablam yerine yaşatmak?
theia
2020-11-19T20:28:57+03:00Çok teşekkür ederim Ceren.
Ceren Türkkan
2020-11-16T00:23:36+03:00şiir çok içten ve derin yazılmış, emeğinize sağlık