kafasındaki sesleri dinlemeli yüreğindekiler yerine

bağrına basmalı her gördüğü kediyi

gözlerini ayırmamalı ufuktan belki de

boğazı şişmeli şarkı söylemekten

hüzün ve keder duvarını aşabilmeli

ölümden korkmamalı belki

yorgunluktan bitap düşmeli

ne olur ki yalnız kalınca

dünyadaki tek sevgi aşk değildi ya

içip uyuyamadığım bir gecede kitap okurken

dostlarımı buluyorum aslında

beni anlar kalbi nasırlı olanlar

insanlıktan ümidim kalmadı çoktan

henüz bu genç yaşımda

diyebilirler ki ne gördün

duş başlıkları iyi bilir hissettiklerimi

herkesin aynı hissettirdiğini

birkaç özel anı dışında

düşünmekten paramparça yüreğimi

şu son birkaç haftadır

ne zaman uyuduğumu bile bilmiyorum

günler saatler birbirine giriyor

parasızlık bir hayli bastırıyorken

yaşama hevesi de pek kalmamışken

her şeyi denedim inan ki

geleceğin karanlığında yaşamaktan

gözlerim görmez oldu bugünün güneşini

birini sevmek bile ağır geliyor

insanların yanında gülmek

sanki bin yaşındaki beynimle yirmi yıllık bir bedenin içindeyim

sürekli sorguluyorum neden bu kadar yaralanıyorum

neden herkes iş işten geçince harekete geçiyor

değer vermek bu kadar mı zor

herkes nefretle mi dolu acaba

sürekli sorguluyorum, cehennem var mı

bu dünyadaki kalp kırıklıklarımdan daha çok acı verebilir mi bana tanrının kutsal ateşi

ya da beni neyle ödüllendirebilir ki bu aciz hayattan sonra