İnsan, ünsiyet kurmak ister. Bu kimi zaman kıymet verdiği bir eşya olur, kimi zamansa hayatının en önemli kişisi olabilir. Ama ünsiyet kurma isteği bakidir. Bu önemlilik ne ile ölçülür peki? Zannımca yoksun kalma isteğinile. Bu bakımdan bağlı kalacağımız insanların bizden bir şey eksiltmesi gerekir. Evet katması değil eksiltmesi. Esas itibarıyla yokluğunda hüzne kapılmadığımız, varlığı ile yokluğu arasında bizim için bir şey ifade etmeyen insanlar, eşyalar dünyanın zevk atölyesi gibidir. Hâlbuki, kaybettiğimiz birkaç zaman görmediğimiz, muhabbetinden eksik kaldığımız insanları özlemeli, onlar için içimizin daralması gerekli

İşte bu eksiklik hissi onun bize kattığı en önemli anlam.

Bir diğer husus ise ne zaman yanımızda olacakları sorusu. Buradaki kıstas da çok çetrefilli değil. Derdimizle dertlenecek çok fazla insan var. Anne, babamız öldüğü vakit bir çoğu bizimle ağlayabilir, kendini derdeber hissedebilir. Dünyanın en ücra köşesinde annesiz kalan maymuna dahi üzülen insanlar varken kötü günde yanımızda olan insanlara şaşmamak gerek. Bize bu çağda, bu maddi zevkler atölyesi denilen çağda, sevincimizle sevinecek, bizimle kazanacak, güldüğümüze gülecek, başarımız için daha fazlasını isteyecek dost gerek. Haset, nefret, kıskançlık hissi kötü günde unutulur. Bize iyi günümüzde bundan beri insanlar gerek. Yokluğunda bizden bir şeyler eksilten, gönlün onda bir olduğu dost gerek. Bulmak ümidi ile...


Hakan Akçin

4 Temmuz 2024