Temel kanı insanın toplumsal varlık olduğu. Bu sebeple, iletişim becerilerinin (konuşma, dinleme, hissetme, duyma vb.) geliştiği hem fiziksel hem de duygusal olarak toplum içinde ve dayanışma içerisinde yaşaması gerektiğidir. İnsanın toplumsal varlık olduğunu kabul edersek toplu olarak bir arada yaşayabilmek için halen kurallara ya da yasa ve yasaklara neden ihtiyaç duyuyoruz? Bireysel olarak düşünsel problemleri olduğunu düşündüğümüz kişileri mi (akıl hastaları, madde bağımlıları vb.)topluma uydurmaya çalışıyoruz? Ya da genel anlamda toplumu oluşturan bireylerin tamamında toplumsal yaşama uygun olmama gibi bir problem olabilir mi? Toplumsal varlıksak anayasa ya da yasalara kanunlara neden ihtiyaç duyalım ki? Hepimiz birbirine yardım etmeye meyilli kimseye zarar vermeyi düşünmeyen, salt kendimizi değil de  toplumu geliştirmeye, güzelleştirmeye çalışan varlıklar olduğumuzu kabul etmemiz gerekir. İnsan vicdan sahibidir bu sebeple yasalar olmasa da kötülük veya zarar verme gibi eylemleri yapmaz diye de düşünebilirsiniz. Peki yasal olarak bu kadar net suçu tanımlamaları yapıldığı hâlde hapishaneleri dolduracak kadar suç ve suçlu nasıl ortaya çıkıyor? Bu toplumsal suçların işlenmesinde temel sebep şahıslar ya da onların vicdansızlıkları mıdır? Yoksa  toplumun bozuk kurulmuş, kişisel çıkara dayalı yapısı mıdır? Ya da insanın aslında toplumsal bir varlık olmadığı mıdır? Bence insanlar tüm kişisel eksiklikleriyle toplumları yaratıyor, fakat toplumlar bir bütün olarak eksik ya da tamamlanmamış veya tamamlanması imkansız hale getirilmiş insanlar yaratıyor.