Bu yazıyı okumaya başlayanlar eminim ki hayatı boyunca kendilerine yukarıdaki gibi bir soru sormamıştır, zaten öyle bir soru sormanıza da gerek yok aslında.


Bazı kitapları okurken, bazı filmleri izlerken ve bazı deneyimleri tadarken aklıma bazı sorular geliyor. İşte, başlıkta gördüğünüz soru da aynı bu şekilde bir soru BuBi' Sanat ahalisi. İnsanın insandan başka satranç oynamayı bilen arkadaşı var mıdır? Cevabını da vereyim: Evet, vardır. Hatta Dostoyevski'nin de dediği gibi:


"İnsan hercai, bir dalda durmaz bir yaratıktır ve belki de satranç oyuncuları gibi gayeyi değil, gayeye giden yolu sever." Yeraltından Notlar, Dostoyevski, s. 36


Siz de gayeleri, sonuçları, bitişleri, varoldum demeleri sevmiyorsanız, gayeye giden yolu, süreçleri, varoluyorum demeyi seviyorsanız bu yazıyı sonuna kadar okumayı unutmayınız.


1943 yılında yayımlanan Stefan Zweig'ın Satranç adlı kitabı, Czentovic ve Dr. B. adında iki tane satranç oyuncusunun farklı oyun taktikleriyle birlikte varoluş mücadelelerini anlatıyordu. Ben bu karşılaşmayı satranç mücadelesinin kronolojisi içerisinde insan vs. insan düellosuna yerleştiriyorum. Henüz 1943 yılındayız ve şimdilik insan sadece insanla karşılaşabiliyor.


13 yıl sonrasında, yani 1957 yılında, film yönetmeni Ingmar Bergman'ın Yedinci Mühür filmi sinemalarda boy gösteriyor. Bu film ise Antonius Block adında bir şövalye ile ölümün satranç mücadelesiyle başlıyor. Hatta Block ile ölüm arasında satranç oynamadan önce şöyle bir muhabbet geçiyor:


"Block: Satranç oynuyorsun değil mi?

Ölüm: Nasıl bildin?

Block: Nasıl mı? Resimlerden ve dinlediğim şarkılardan.

Ölüm: Aslında usta bir oyuncuyumdur."


Evet muhabbette de fark ettiğiniz gibi insanın satranç arkadaşı önceden insanken, hamleleri insandan daha iyi olan satranç arkadaşının ölüm olduğunu fark ediyoruz. İnsan vs. ölüm düellosu.


11 yıl sonrasında, yani 1968 yılında, film yönetmeni Stanley Kubrick'in 2001: Bir Uzay Destanı filmi yine sinemalarda boy gösteriyor. Bu film ise bir astronot ile HAL9000 adındaki yapay zeka arasında, yaklaşık 3 saatlik filmde 1 dakikayı kaplamayacak kadar olan bir satranç mücadelesine tanıklık ediyor. Peki filmlerinde her detayı ince ince düşünen Kubrick bu sahneyi boşuna mı koydu? Bence boşuna koymadı.


İnsanın insanla başlayan satranç mücadelesi, hamleleri daha iyi olan ölümle olan mücadelesine, sonrasında da gerek Kubrick'in filmiyle gerekse de Kasparov'un Deep Blue-Deeper Blue ile yaptığı mücadelelerde insanın yapay zekayla olan satranç mücadelesine doğru evrimleşiyor. İnsanın karşısına gittikçe daha zor rakipler çıkıyor ve BUM!


2017 yılında Google'ın AlphaZero adlı yapay zeka satranç oyuncusu ile satranç şampiyonu Stockfish adındaki yapay zeka satranç oyuncusu bir mücadele veriyor. Czentovic ve Dr. B. ile başlayan insanın satranç evrimi, yapay zekanın yapay zekayla olan satranç mücadelesine dönüşüyor. İnsan artık tarih sahnesinden yavaş yavaş silinmeye başlıyor. Belki de Yuval Noah Harari sorduğu soruyu sormalıyız kendimize:


"Peki ya oyuncular siber saldırıyla rakibin taşlarını ele geçirebildiğinde, kimliği belirsiz üçüncü bir taraf kendini ele vermeden bir piyon ileri sürebildiğinde ya da AlphaZero bildiğimiz satranç oyununu bırakıp nükleer satranç oynamaya başladığında ne olacak?"


[21. Yüzyıl İçin 21 Ders, Yuval Noah Harari, s.124]