Okuma yazmam bile yokken eve gelen insanların benim hakkımda neler düşündüklerini merak ettiğim için ellerine kalemimi ve anı defterimi tutuşturup güzel şeyler yazmalarını umardım. Anlayacağınız oldum olası her şeyi kafasına takan bir insan oldum ben. Başkalarının ne dediğini önemseyen, aramız kötüleştiğinde belki düzelir diye sabreden, susan, sinirlenince gözleri dolan ve bulunduğu ortama hep bir şekilde kötü enerji yayan ‘’negatif’’ Eylül. Bugüne kadar herkesle aramı hep iyi tutmaya çalıştım çünkü herkes beni iyi hatırlasın istedim lakin yaşım ilerledikçe böyle bir şeyin mümkün olamayacağını fark ettim. Zaman içinde insanlardan ve diyeceklerinden o kadar korkar oldum ki kendi benliğimi bile sineye çektiğim çok fazla an oldu. Örneğin saçma sapan bir espriye beş ders saati boyunca gülenlerden olamadım ben hiç, güldüm ve bitti. İnsanların arkalarından ne söylediysem yüzlerine de söyleyebildim çünkü annem "İnsanların yüzlerine söyleyemeyeceğin şeyi arkalarından söyleme." diyerek büyüttü beni. Hatırlıyorum da hayatımdan ilk defa birini kesip attığımda 8.sınıftaydım. O zamanlar çok yakın bir arkadaşımla çok zarar veriyorduk birbirimize. Ben bana bağırılmasını hiç sevmem mesela ama o sürekli bana karşı sesini yükseltirdi. İkimiz de zihinsel olarak iyi bir durumda değildik ve bence o da içten içe bunun farkındaydı hep. Sıradan bir telefon konuşması gibi başlayan konuşmamız esnasında arkadaşlığımızı bitirdim. Sanmayın ki hiç üzülmedim, bilakis topladığımız lavantalara baka baka, acaba fevri mi davrandım diye düşüne düşüne ağladım. Şimdiyse ikimiz de büyüdük ve kendisiyle tekrar yakın arkadaş konumuna geldik. ''İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.'' diyebilirsiniz ama inanmıyorum ben buna. İnsanlar gerçekten değişebiliyor ve değişiyorlar da. Ben bu değişime gözlerimle şahit oldum, hem de defalarca kez. İnsanların bir maçtaymışızcasına ne kadar taraf tutmaya meyilli olduğunu gördüm. Karşınızdakine bir şeyi ne kadar anlatırsanız anlatın, insanın sadece anlamak istediğini anladığını da... Huzur denilen şeyin aslında ne kadar önemli olduğunu da işte tam bu yıllarda anladım. Ağzı olan konuşur derler ya, işte bu gerçekten doğru. İsterseniz dünyanın en iyi insanı olun fakat yine de bir şekilde birilerinin gözünde hep kötü olacaksınız.

Demem o ki ben size saydığım bütün bu şeyleri zamanında çok da başarılı bir şekilde yapamadım. O yüzden lütfen siz, bütün bu endişelerinizi bir kenara bırakın ve kendinize vermeniz gereken değeri kendiniz gösterin. Size zarar veren kişileri hayatınızdan çıkartmaktan korkmayın ve unutmayın ki bir şekilde her duruma ayak uydurabiliyor insan. Her ne kadar bu yol size zaman zaman acı verici ve yapılan bir hataymış gibi gözükse de...