İstenen konu başlıkları, seni test edecekler. Beklentiler, insanlık tarihinin yazdığı kurallar. Deneyimle sabittir. Yüceleştirdiğimiz özelliklerimiz, belirdiğimiz yetenekler. Tecavüze uğrayacaksın. Ego, milyarlarcanın içerisinde tek başına, neon bir ışık yayıyorsun. Etrafındaki karanlığı çekip, aydınlığa çeviriyorsun. Diğerleri, sıvı. Seni besleyen bir sıvı, şimdi onlar seni test edecekler.
Yargılanacaksın.
Johann’a göre kurallar önemlidir, test niteliklerimizi belirler.
“Bunu insanlığa kendini kanıtlamak olarak görebilirsin dostum.” Devam ediyor, “Sonuçta biricik değiliz, bencilliği inkar etmek yararımıza olacaktır.” Johann kendince makul birisi olduğunu düşünüyor. Testleri sever, insanların yargılarını yıkabilmektedir. Kendisi bana göre tam bir insan. “Yeteneğini pek görmüş birisi değilim ama boş bir insan değilsin dostum” kendinden emin konuşuyor, o bir yargı erki.
“Sonuçta benim arkadaşımsın, boş bir insan olduğunu düşünmüyorum.” Onu hayal kırıklığına uğratacağımı düşünmüyor. Ondan daha zayıf olduğumu düşündüğüne eminim fakat kurallar, kendine belirlediği sınırlar, o tam bir insan.
“Tanıştığımız ilk günü hatırlıyorsun değil mi? Seni ilk gördüğüm de tam bir insan olduğunu anlamıştım. Bu testten korkmana hiç gerek yok!” Tanıyor mu beni? Korkmuyorum, insanlar beni yargılayabilecek kadar üstünler mi? Kurduğum dünyama kim ne diyebilir ki? Johann da benim gibi, kendi dünyasında en yüce fakat ben kimseyi test etmiyorum.
Johann susmuyor.“Testler nasıl vatandaşlar olduğumuzun kanıtıdır. Dikkate alınmak istiyorsak niteliklerimizi belgelememiz gerekiyor.”
Hayatımız da yaşadığımız anlam karmaşası. Johann’ı dinlemek beynimi boşaltıyor. Her insan gibi anlamları bulmakta zorlanmıyor Johann, ona göre ben de biriciğim fakat ondan daha az.
“Gerekli, para kazanmamız ve saygın bir insan olmamız için gerekli bir şey, eğitimimizi güzel değerlendirmeliyiz. Özel olmak için sıradan olanlardan farkımızı testlerle kanıtlayabiliriz.” Testler, bütün insanların tabii olduğu testler, hangi sınıfa ve ne denli önemli olduğunuza karar verilen testler.
Yargılanacağım.
Johann konuştukça pamuktan bir alana gidiyorum, ayaklarım sağlam basmıyor. Düşüyorum, yüzümde aptal bir gülümseme var. Evet, işte bu! Pembe tavşanlar zıplıyor, kollarım iki yana açılmış. Bacaklarım olduğundan daha rahat, uzanıyorum. Gökten bana doğru pembe bir deniz kızı süzülüyor.
“Sen özelsin, sen insan değilsin.”Gözlerim yavaşça kapanıyor. Yavaşça, uyu. Uyu…