Ben de Didem Madak gibi çiçekli şiirler yazmak isterdim ama ben kelimeleri, bir rüzgârın kurumuş ve buruşmuş bir yaprağın arasından geçerken olan ahengi gibi seçemiyorum. Bu yüzden hislerimi anlatabilmek için düzyazı yazmayı doğru buluyorum.


Geçmişe özlem dolu bir günde “Bazı anları bir çiçek gibi kitap sayfalarının arasında kurutmak, ipek mendillere sarıp saklamak istiyorum.” gibi bir cümle kurmuştum. Bu cümleyi kurduğumda Didem Madak’ın “Keşke birkaç anı ipek mendillere sarıp saklayabilseydim.” dediğini bilmiyordum.


Geçmişe müthiş bir özlem duyuyorum. 2018’de ölen ninem eve her misafir gelişinde ve gidişinde ağlardı. Bence o da geçmişi, ölümü düşünmemeyi özlerdi. Ninemin gözünden dökülen gözyaşı gibi özlüyorum geçmişi.


“Hadi oradan! Geçmiş dediğin, yaşanmış kaç yılın var ki?” deme hakkınız da var elbet. Henüz 16 yaşında ne yaşamış olabilirim ki? Ama geçmiş geçmiştir işte. Şimdiye kadar okuduğunuz yazıyı tekrar okusanız da az önceki okuyuşunuz değil artık. Çünkü Herakleitos’un da dediği gibi “Her şey akar.” ve birkaç dakika öncesi de geçmişe dahildir.


2016 yazını çok özlüyorum. Evde geçen hiçbir yaz tatilini sevemedim. Şımarık bir çocuk değilim, hayır. Ben tatile bile birkaç kez gittim şimdiye dek. Ortaokulda okulumuz yaz kursu yapardı. Yazın okula gitmek sanki çok daha keyifli. Beraber bakkala giderdik teneffüslerde. “Saliha Abla,” derdik “bize şundan bir tane verir misin?” Ben her zaman aynı şeyleri alırdım. Bakkalın bahçesinde aldıklarımızı yerdik. Hem biz yerdik hem kediler.


Sonra bir gün tek başıma kahvaltı yaparken bir soru sordum kendime. Sanırım o zaman her şey değişti. Artık dünyaya farklı bakıyordum. O günden sonra da hep öyle baktım. “Ben bir süreliğine düşünmeden, sorgulamadan yaşayıp eğleneceğim.” deme şansınız olmuyor çünkü. Felsefe bir kere hayatınıza girdikten sonra atamayacağınız bir düşünme biçimi.


O günden beri hakikati arıyorum. Mutlak bir doğru var mı bilmiyorum ama arıyorum. Henüz yoldayım ve yolun başındayım. Hayat denen bu merdiveni çıkarken sırtıma taşıyabileceğim kadar yük alarak ilerliyorum. Kitaplarla, şarkılarla, şiirlerle...