Sığınma, saklanma, sarılma ve sarsılma.

Sarıldığının üstünü örtme, rüzgârı elinle itme,

İncinmesin diye acıyı pamuklara sarma, ayrılığa güzellemeler yapma

Ama belki de hatıra olmak bir şarkının içinde,

Son kez durmak bir gözün eşiğinde.

Ve sarılmak son kez. Sarılmanın senden neler götüreceğini bilerek

Üşüyorum sana sarılmanın sıcaklığını hissettikçe.

Perde kapanacak, o gecenin sabahı olmayacak

bütün günlerde bir çamaşır suyu lekesi

Ve ben günlerin ortasında öyle solgun, yırtık ve perişan kalacağım.

Yine de perde kapanmadan son sorumu sormam gerek:

Sarılmak, sarsılmaya neden bu kadar yakınsın?