İzdüşüm kelimesinin güzel olduğunu düşünüyorum. 


Aslında otobüsteki gözlemlerimi yazmak istiyorum, ama hep birbirine benzer. Çoğu zaman aynı yolları aşındırıyorum. Değişikliği de çok sevmem zaten. Sıkıcı kısacası. 


Yolun en sevdiğim kısmında benim ağaçlarım var, birine hikaye yazmıştım, diğerini de geçen gün gördüm. Çok canlı bir ağaç, yemyeşil, ne ağacı olduğunu bilmiyorum, çok uzun birkaç ağaç bir arada tek bir ağaç gibi. Onu da benimsedim. Onlardan önce baraj kapakları var, birkaç haftadır açık. Dikkatimi çekti. Uzun zamandır bu kadar yağmur yağmamıştı. 


Asıl söylemek istediğime geliyorum, az kaldı. 


Bulutlar, bulutlar, mavi gök, dünyanın döndüğünü içerden görüyorum. Çok hızlı dönüyor ve artık gerçekten çok küçük olduğumuzu idrak ediyorum. Gören gözler için doğa bir ayna sanıyorum.  


Göl, ağaçlar, evler, ağaçlar, karlı dağlar, çok karlı dağlar-kara bulutlar, bulutlar ve mavi gök. Gölde göğün yansıması. Kat kat. Güzel görünüyor, nizami, daha büyük bir şeyin varlığına ihtiyaç duyuyorum. Çünkü hepsine her an dokunabilirmiş gibi hissediyorum. 


 Ve çok yalnız hissediyorum. Küçük, bit kadar, pire kadar, çok yalnızım, bunun üzüntüden ve öfkeden kurtulduğumda geçeceğini düşünmüyorum. Yalnızlığın bir öncesi yalınlık mıdır?  


Yalınım deyince gözümde canlanan her şeyin bulanıklaştığı dünyada süzülme hali. Durumumu böyle tanımlamam. Durumumu yalnızlık hissi diye de tanımlamam. Henüz anlayamadım halimi herhalde. Ama çok bir şeyler hissettiğime eminim. 


Yalınlık, bileşik ya da karmaşık olmama durumu, yalın olma özelliği. 


Son zamanlarda ölüm, hayat ve kader üzerine çok düşünüyorum. 


Hayat= yaşamak ve ölüm, yaşamak kader üzerine. Böyle özetlenebilir.


İki gün önce bir film izledim, ölümün somutluğunun ve yanı başımda olduğunun ilk defa bu kadar farkında olarak uyudum. Ürkütücüydü, hala ürkütücü. Tamamlayıcı da. Bu kadar rahatsız olacağımı düşünmezdim çünkü ölümün hayatın bir parçası olduğunu biliyorum. Şimdi kavramam gerek.  


Dünyada öğreneceğimiz son şey ölüm olacak, belki ondan sonra birkaç şey daha öğreniriz. 


Bir karınca olabilsem ve onu öldürebilsem öğrenebilirim, bu mümkün görünmüyor.

 

Ateşi izlersem, söndürürsem, hayır öğrenemem, ateş ölmeyecek, enerji korunumu. 


Neyse, zaten bir ara öğreneceğim. Fazla merak kediyi öldürür.