Tabii ki de hiçbir şey sonsuza kadar devam etmeyecekti. Eninde sonunda bütün kozmosun ve tanrıların bir sonu olacak, tanrıların kaderi de denen Ragnarok gelecekti. Bir gün kaderi yönlendiren Nornlar emrettiğinde Fimbulwinter denilen, daha önce hiçbir evrende görülmemiş uzun kış gelecekti. Her yönden rüzgârlar kar getirecek, güneş ısısını veremeyecek ve dünya eşi benzeri olmayan bir soğuğa maruz kalacaktı. Bu kış, aralıksız üç kış mevsimi kadar sürecekti. Bu soğuklardan dolayı da temel ihtiyaçlar karşılanamayacak ve insanlar hayatta kalma yarışına girecekti.


Kurt Skoll ve Kurt Hati zamanın başlangıcından beri kovaladıkları güneşi ve ayı sonunda yakalayacaktı. Yıldızlar da kaybolacak ve cennette simsiyah bir boşluk bırakacaktı. Tüm evrenleri bir arada tutan Yggdrasil sallanacak ve tüm ağaçlar -hatta dağlar bile- yerlere devrilecekti. Dağlar devrilince canavar kurt Fenrir’in bağlı olduğu taş da gidecek, Fenrir serbest kalacaktı. Okyanusların dibinde dolanan ve tüm dünyayı çevreleyen yılan Jormungandr da yüzeye çıkacaktı. Çıktığı sırada da okyanusların suları tüm dünyaya yayılacaktı.


Naglfar adında, Tırnak Gemisi de denilen bir gemi vardı. Bu gemi ölü kadın ve erkeklerin tırnaklarından yapılmıştı. Ragnarok olduğunda bu gemi bağlarından kurtulacak ve özgürce sular altında kalan dünyada gezinebilecekti. Mürettebatı devlerden oluşacak ve kaptanı da zincirlerinden kurtulan Loki olacaktı. Gözlerinden ve burnundan alev püskürten Fenrir dünyanın etrafında çenesinin altı yerde üstü gökte, önüne çıkan her şeyi yutarak koşacaktı. Aynı anda Jormungandr tüm dünyaya zehrini tükürecek; toprağı, suyu, havayı zehirleyecekti.


Gök kubbe yarılacak ve ortaya çıkan çatlaktan Muspelheim’deki alev devleri belirecekti. Liderleri olan Surt elinde güneşten parlak alevli bir kılıçla belirecek ve birlikte gökkuşağından oluşan köprü Bifrosttan geçerek Asgard’a yürüyeceklerdi. Onlar geçtikçe köprü arkalarından yıkılacak ve geri dönüşü imkansız kılacaktı. Kutsal Bekçi Heimdall boynuza üfleyecek ve tanrılara korktukları anın geldiğinin haberini verecekti. Odin tüm varlıkların en bilgesi olan Mimir’in kellesine akıl danışacak ve en sonunda onları neyin beklediğini bilmelerine rağmen tanrılar savaşa girmeye karar vereceklerdi. Giyinip kuşanıp Vigrid ismindeki savaş alanına gidecekler, düşmanlarını bekleyeceklerdi. Savaşta Odin ve sırf bu savaş için Valhalla’da tuttuğu yoldaşları, Kurt Fenrir ile vahşi bir savaşa girecek fakat yeterli olmayacak ve Fenrir tarafından yutulacaklardı. Ardından Odin’in oğullarından biri olan Vidar öfkeyle dolup taşacak ve kurdu öldürüp babasının intikamını alacaktı.


Bir başka kurt Garm ve tanrı Tyr birbirlerini öldüreceklerdi. Heimdall ve Loki de aynı şekilde birbirlerini öldüreceklerdi. Tanrılar kurnaz Loki’nin oyunlarına bir son verecek fakat aynı zamanda da en iyi savaşçılarından birini kaybedeceklerdi. Tanrı Freyr ve dev Surt da birbirlerinin sonu olacaktı. Thor ve Jormungandr’ın ise nihayet birbirlerini öldürmek için bir fırsatı olacaktı. Thor dev yılanı çekiciyle yere yıkmayı başaracak ama her tarafı yılanın zehriye kaplandığı için fazla dayanamayacaktı. Ölmeden önce sadece dokuz adım atabilecekti. Dünyanın kalıntıları da sular altına gömülecek ve sadece boşluk kalacaktı. Yaratılış ve yaratılıştan beri olan her şey sanki hiç olmamış gibi olacaktı.


Bazıları bunun hikâyenin sonu olduğunu söylerlerken bazıları da yeni ve güzel bir dünyanın suların altından çıkacağını söyler. Vidar, Baldur, Hodr ve Thor’un oğulları Modi ve Magni’nin eski dünyada hayatta kalacaklarını ve yenisinin tadını çıkaracaklarını söylerler. Eski güneşin kızı olan yeni bir güneş göğe yükselecektir.

 


Kaynak:

https://norse-mythology.org/tales/ragnarok/




Yazar: İrem Ehlidil