Yeni yıla trende girsem diyorum
Tanrı kombine bilet verir belki böylece
Dünyanın bütün şehirlerine
Hani öyle derler ya
Yaşlı, çok bilmiş, boğum boğum bir sesle
“Yeni yıla nasıl girersen…”
Öyle mi geçerdi yıl
Hadi oradan be ihtiyar
Demeyeceğim
Trenin kanatlarında gireceğim bu seneye
Bakarsın kanatlarla dolup taşar yılım
Tren kanatları, uçak kanatları, kelebek kanatları, geyik kanatları
Tabii ya!
Bir de kalp kanatlanması var
Pırrr!
Bakmışsın sıram yoldadır
Yoldur yolda olan
Yol arkadaşı da
Yürüdüğüm yollardaki taşların altı hep boş
Barlarda, evlerde yapılan kutlamalar kof
İstasyon insanlarına da bu yakışır zaten
Yolu ve yolcu olmayı en iyi bilenlere
Hadi tokuştur kadehini
Bak şarabım bile deniz aşırı bir ülkeden geldi
O da bizim gibi yolcu
Kaşar peynirini Kars’tan getirdim
Çikolata ta Belçika’dan
Ama bana sorarsan Ülker daha güzel
Bak şu pakette de kurutulmuş geyik eti var
Kuzeydeki son kara parçasından geldi
Ben buyum işte
İşim gücüm yolcu olmak benim
Yolları sırtıma takmak
Gideceklerimi düşündükçe uykum kaçar
E tabii bir de gidenlerimi
O vakit kulağımda bir tren düdüğü çalar
Kalkar ray döşerim erkenden
Siz uykunuzun en tatlı saatlerindeyken
Düşler aleminden dünyaya
Ankara’dan Ayyuk’a kadar
Yeni istasyonlar inşa ederim
Çünkü istasyon insanlarıyız biz
Olmadık hikayeler yaratız hep
Ya da siz bakmasını bilmezken
Neler neler oluyordur dünyada
Da biz işte denkleştiklerimizi işleriz kağıda
Çalakalem
Böyleyiz işte
Sergüzeşt ruhlar derneği
Bol yarım kalmışlık hikayesi
İstasyon insanlarıyız biz
Hasretimize çıkmayan raylar boyunca gider
Vardığımız gibi geri döneriz
Biletimiz ekonomi sınıfı
Yataklı vagonlara nasıl oluyorsa hep geç kalırız
Tekil şahıslara vermiyordur belki de sistem
İşte biz yeni yıla trende girmekten daha iyi seçeneği olmayan insanlarız
Sahipsiziz biraz
Çokça da sahip değiliz
Tek varlığımız kocaman kalbimiz
Koca dünyaya yetecek kadar odaya sahibiz
Hiç merak etmeyin karnınız mutlaka doyar
Her gün kazan kazan neşe çorbası pişer ocaklarda
Yorganlarımız boy boy
Yastıklarımız çeşit çeşit
Sobamızsa hep yanar endişelenmeyin
Hiç tükenmez kalemlerimiz var çünkü bizim
Bir gün küssek ertesi gün hadi bilemedin 1 haftaya tekrar alırız elimize
Tükenmez kağıtlarımızla beraber
Sonra oturur kelime bulmaca oynarız birlikte
Yazar da yazarız her şeyin hatırına
Sobayı da katarız oyunumuza
Böylece kalbimiz hep sıcak kalır
Biz giyindiğimiz renk renk
Desen desen kıyafetlere rağmen epey beyaz insanlarız aslında
Sınırlarımız, kalıbımız belli
Kendi halimizde yuvarlanır gideriz
Öyle duruyuz, ortadayız işte
Ama sanıyorum biraz fazla beyazız ki bir yerde görünmez olmuşuz
Ya da siz bakmayı bilmiyorsunuzdur renklere
Ya öyle işte
Biz istasyon insanlarıyız
Yeni yıla raylarda giren
Bir gün rayların, kavuşmak istediğimiz istasyona varacağını hayal eden
Sevmeyi ve beklemeyi çok iyi bilen insanlarız
Ama bizi çok bekletmeyin lütfen